- Advertisement -spot_img
Ana SayfaDünya2020’de kıtlık riskiyle karşı karşıya olan beş ülke

2020’de kıtlık riskiyle karşı karşıya olan beş ülke

- Advertisement -spot_img

Dünya genelinde koronavirüs nedeniyle ölümler artarken Dünya Gıda Programı (WFP) ise dünyanın karşı karşıya olduğu bir diğer önemli mesele olarak ‘açlık pandemisi’ne dikkat çekiyor. WFP’ye göre bu yıl gıda ihtiyacında olacak insan sayısı ikiye katlanabilir.

Geçen yılın sonunda 135 milyon açlıkla yaşıyordu. WFP, çoğu ülkenin karantina uygulaması nedeniyle bu rakamın 265 milyona çıkabileceği uyarısında bulunuyor.

WFP Başkanı David Beasley, Salı günkü açıklamasında “Koronavirüs ortaya çıkmadan önce de, birkaç farklı sebepten dolayı 2020’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra en büyük insanlık krizi yaşanacak yıl olduğunu söylüyordum” dedi.

2019’da 8.3 milyar dolar bütçesi olan WFP’nin bu yıl faaliyetlerine devam edebilmesi için 10-12 milyar dolara ihtiyacı var.

Açlık kriziyle karşı karşıya olan ülkeler hangileri?

açlık riski açlık riski

Yemen, savaş başlamadan önce Arap dünyasının en yoksul ülkesiydi.

Suudi Arabistan’ın 2015 yılında Husilere karşı öncülük ettiği operasyon ülkedeki durumu daha da kötüleştirdi.

BBC’ye konuşan WFP’nin başekonomisti ve Araştırma, Geliştirme, İzleme Birimi Başkanı Arif Husain, “Yemen’de 2016 yılında belki üç ya da dört milyon kişiye destek oluyorduk. Bugün bu sayı 12 milyona çıktı” dedi.

Ülkedeki durumu daha da kötüleştiren bir diğer mesele ise, bazı ülkelerin Husilerin yardım sevkiyatına engel olduğu yönündeki iddiaları nedeniyle WFP’nin ay başında yardımları durdurmak zorunda kalacağı açıklaması oldu.

Yemen’de ilk koronavirüs vakası bu ayın başında görüldü. Yardım kuruluşları salgının hızla ülkenin sağlık sistemi üzerinde büyük baskı oluşturacağı uyarısında bulunuyor.

WFP’ye göre 25 yıldır silahlı çatışmalarla boğuşan Kongo, dünyada açlık krizinin en ağır yaşandığı ikinci ülke konumunda.

Ülke nüfusunun %15’inden fazlası ‘ciddi gıda sıkıntısı’ yaşıyor. Bu da dünya genelinde savaşların devam ettiği bölgelerdeki yardıma muhtaç 30 milyon kişi arasında oldukları anlamına geliyor.

Husain, bu kişilerin gelecek üç ay içinde gıda tedariklerinin güvenceye alınması için yaklaşık 2 milyar dolara ihtiyaç duyulduğunu söylüyor ve “En olumsuz etkilenen gruplar şimdi daha zor durumda” diyor.

Kongo’da yaklaşık 5 milyon kişi de evlerini terk etmeye zorlandı, ülkede ayrıca komşu ülkelerden gelen yaklaşık 500 bin göçmen de var.

Savaş bölgelerinde yaşamalarının yanı sıra, evlerini terk etmek zorunda kalanlar, temel hijyen tesislerine erişimleri kısıtlı olduğu için koronavirüs salgınından da en kötü etkilenecek gruplar arasında yer alıyor.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği UNHCR sözcüsü bu ay yaptığı açıklamada Kongo’da devam eden şiddet olaylarının koronavirüs salgınının önlenmesi çabalarını baltaladığını söyledi. Başkent Kinsala, ülkede Covid-19 vakasının en çok görüldüğü bölge oldu.

Listedeki diğer ülkelerin aksine, Venezuela’daki açlık savaş veya çevresel faktörlerden değil ülkedeki ekonomik durumdan kaynaklanıyor.

Venezuela dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip olsa da, hiperenflasyon geçen yıl Ocak ayında %200’e çıktı, ülke nüfusunun üçte biri yardıma muhtaç hale geldi.

WFP’ye göre sağlık çalışanlarının göç etmesiyle de ülkedeki durum giderek kötüleşti.

Sorunlar bununla da sınırlı değil. Son yıllarda yaklaşık 4.8 milyon kişi (ülke nüfusunun %15’i) Venezuela’yı terk etti, yüzbinlerce Venezuelalı göçmen komşu ülkelerde gıda sıkıntısı yaşıyor.

Dünyanın en genç ülkesi olan Güney Sudan, kuzeyden bağımsızlığını 2011’de kazandı. Bunun, yıllar süren iç savaşı sonlandırması bekleniyordu ama ülkede yalnızca iki yıl sonra şiddetli çatışmalar yaşanmaya başladı.

WFP, Güney Sudan’daki yetersiz beslenme ve açlığın 2011’den bu yana en kötü seviyesine ulaştığı uyarısında bulundu. Ülke nüfusunun yaklaşık %60’ı her gün gıda bulmakta zorluk yaşıyor.

Bu yıl Doğu Afrika’yı saran çekirge dalgası da Güney Sudan’a ulaştı ve ekinlerin çoğunu yok etti.

Husain, “Covid-19 ortaya çıkmasaydı çekirge istilası en büyük mesele olacaktı” diyor.

Ayrıca, dünyanın petrole en bağımlı ülkeleri arasında yer alan Güney Sudan’ın düşen petrol fiyatlarından da büyük oranda etkilenmesi bekleniyor.

Johns Hopkins Üniversitesi’ne göre ülkede şimdilik yalnızca dört koronavirüs vakası görüldü.

Savaşın vurduğu bir diğer ülke olan Afganistan, ABD’nin 2001’deki işgalinden bu yana düze çıkamadı.

İşgalden 18 yıl sonra Afganistan nüfusunun yarısından fazlası hala yoksulluk sınırı altında yaşıyor, 11 milyonda fazla kişi de WFP’ye göre ciddi gıda sıkıntısı çekiyor.

Afgan hükümetinin verilerine göre ülkede 1000 koronavirüs vakası görüldü.

Rakamlar düşük görülse de ülkede testlere erişim kolay değil ve sağlık sistemi yıllar süren çatışmalar nedeniyle zayıf durumda.

Ayrıca, 150 binden fazla Afgan’ın Mart ayında koronavirüsün en çok görüldüğü ülkelerden olan İran’dan Afganistan’a dönmesi de salgının ülkede hızla yayılacağı kaygısını doğurdu. On binlerce kişi de Pakistan’dan Afganistan’a döndü.

Savaş, çevresel sorunlar veya ekonomik krizlerin vurduğu düşük ve orta gelirli ülkelerde işsizlik ve diğer ekonomik sorunların da koronavirüs salgınıyla tetikleneceği öngörüsü yapılıyor.

Benzer ekonomik sıkıntılar dünya genelinde birçok farklı ülkede görülebilecek. Dolayısıyla ekonomik açıdan daha zayıf olan bu ülkelere dışarıdan gelecek paranın da düşmesi söz konusu olabilir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
Stay Connected
16,985BeğenenlerBeğen
2,458TakipçilerTakip Et
61,453AboneAbone Ol
Must Read
- Advertisement -spot_img
Related News
- Advertisement -spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz