Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası Başkanı Mahmut Kanber, tamamına yakını kapalı olan özel sektör ve çalışanlarının durumu hakkında Havadis’e önemli açıklamalarda bulundu ve uyardı.
Kamber: Birçok şey durma noktasına gelmesine rağmen, hayatın devam ediyor. Evde otursak dahi, maddi imkânların doğrudan etkilediği bir dünya düzenindeyiz. Ülkemizde, uzun yıllardır var olan ekonomik istikrarsızlığın sonucunu şimdi yaşıyoruz
Kamber: İş yerleri açıldığında, esnafta bir miktar hareketlenme olacak ancak devletin yıl sonuna kadar destek sağlaması lazım. Kişiler, şirketler, dükkân sahipleri veya kamu çalışanları, ekonomik kaygı yüzünden, bankaların ve finans şirketlerinin önüne atılmamalıdır
Pınar BARUT
Bakanlar Kurulu’nun, Kovid-19 önlemleri kapsamında aldığı karar doğrultusunda, özel sektörde faaliyet gösteren işletmeler, yaklaşık bir haftadır kapalı.
Eczaneler, kasaplar, fırınlar ve süpermarketler gibi birkaç sektörün dışında, 27 Mart tarihine kadar kepenk açmayacak olan esnafın ve özel sektör çalışanının, ekonomik kaygısı da büyüyor.
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası Başkanı Mahmut Kanber, esnafın içinde bulunduğu belirsizliği, hükümetin alması gereken önlemleri ve taleplerini Havadis’e açıkladı.
Kanber, “Bireyler, şirketler, esnaf ve kamu çalışanları, banka ve finans şirketlerinin önüne atılmamalıdır” dedi.
Ülkede yaşanılan, Kovid-19 salgınının, esnaf tarafından doğru algılandığını belirten Kanber, esnafın, Bakanlar Kurulu kararıyla, iş yerlerinin kapatıldığı bu sürece, doğrudan katkı koymak için elinden geleni yaptığını kaydetti.
Esnafın, içinde bulunduğumuz dönemin sağlık koşullarıyla ilgili, yasaların emrettiği her şeyi yaptığını vurgulayan Kanber, “Market, fırın, eczane ve kasap gibi, bu süreçte görevli olan esnaflar da var. İnsanlara yardımcı olmak için üretim yapıyorlar” hatırlatmasında bulundu.
Birçok şeyin durma noktasına gelmiş olmasına rağmen, hayatın devam ettiğini, evde oturulsa dahi, maddi imkânların doğrudan etkilediği bir dünya düzeni içinde yaşanıldığını söyleyen Kanber, bu sürecin, sağlık dışında ikinci bir boyutu olduğunu, bunun da ekonomi olduğunu kaydetti.
“Ülkemizde, uzun yıllardır var olan ekonomik istikrarsızlığın sonucunu şimdi yaşıyoruz” diyen Kanber, KKTC toplumunun, bu gün, neredeyse her şeyini tüketmiş, evi ve arası borçlu bir toplum olduğunu savundu.
Kanber, “Paranız varsa alma hakkınız vardır” dedi.
İçinde bulunulan durumun, ne kadar süreceğiyle ilgili belirsizlik olduğunu söyleyen Kanber, günün sonunda ortaya çıkacak olan sorumlulukların, yerine getirilmesiyle ilgili büyük sıkıntılar olduğunu kaydetti.
Kanber, “Hükümet, KKTC Anayasası’ndaki ‘Eşitlik İlkesi’ne göre ve sosyal devlet anlayışına bağlı kalarak, olağandışı bu dönemde, yurttaşlara yönelik tedbirler almakla mükelleftir” diyerek, şu anki ekonomik tabloda, devletin de, tıpkı esnaf gibi, ay sonu parası varsa ödeme yapabildiğini savundu.
Kanber, “Esnafta aynı durumda. Ama sorumluluk alması gereken hükümettir. Bir borçlanma yapılacaksa, bunu yapması gereken de odur” dedi.
Hükümetin, işletmelerin kapalı olduğu süre ve sonrasındaki ilk 6 ayla ilgili, esnafa katkı koymakla mükellef olduğunu vurgulayan Kanber, “Bazı taleplerimizi hükümet yetkililerine ilettik. Taleplerimizi, hiçbir ayrışma olmadan, toplumsal fayda temelli olduğunu da ilettik” dedi.
Taleplerinin sadece esnaf ile sınırlı kalmadığını, buralarda çalışan emekçiler için de talepleri olduğunu hatırlatan Kanber, işletmelerin kapalı olduğu süre boyunca, çalışanlara da, sosyal güvenceleri üzerinden, asgari yaşam bedeli ödenmesinin gerekliliğinin altını çizdi.
Kanber, “Çalışanı olmayan, kendi hesaplarına çalışan esnafa da, en az bir asgari ücret kadar ödeme yapılması gerekiyor” dedi.
Küçük işletmeler için açık hesap ve çekle alışverişin askıya alınması, kiralar için de, karşılıklı olarak ya yüzde 50 indirime gidilmesi ya da tamamıyla ertelenmesi gerektiğini kaydeden Kanber, bu ekonomik tedbirlerin, sanayi bölgesi esnafı ve vakıflardan yapılan özel kiralamalar için de geçerli olması gerektiğini savundu.
Bu durumun, toplumsal olarak ele alınması gerektiğini söyleyen Kanber, parası olanın ödemesini yapmasını ama yapamayanın da hukuki yaptırımlarla karşı karşıya getirilmemesini istedi.
Kanber, “Merkez Bankası üzerinden takas kapatıldı. Ama tahsil etmeye çalışan insanlar var. Çünkü alacaklı da, verecekli de aynı durumda” dedi.
“Sürdürülebilir bir denetim olsaydı, bu gün en dayanıklı olacak olan iki sektör, turizm ve yüksek öğretim olurdu” diyen Kanber, tam tersine, ilk bayrağı çekenin, bu iki sektör olduğunu söyledi.
“Şunu doğru okumalıyız. Turizmde alternatif, yüksek öğretimde nitelik” diyen Kanber, turizmin kendi kaynaklarının olmayışının sebebinin, para bırakan değil, teşvikle gelen turist anlayışından kaynaklandığını savundu.
Kanber, “Piyasa, yani turizmden, esnafa ve üniversitelere kadar her yer, çok kötü etkilendi” dedi.
Taze bir başlangıç yaparak, ekonomi ve sağlık alanında yeni bir düzen yaratarak, bu kötü olayın sonunu, doğru bir yere çevirmenin mümkün olduğunu söyleyen Kanber, bunu da toplumun tüm kesimlerinin ortak şekilde koordinasyonuyla başarmak gerektiğini vurguladı.
“Hükümet çok uğraşıyor belki ama hükümetin görevi de budur zaten” diyen Kanber, hükümetin elindeki tüm insan kaynaklarını, çekinmeden kullanması gerektiğini söyledi.
Kanber, “Hükümet, tüm sağlık ve ekonomi konularında, bilime dayalı çalışmalar yapmalıdır. Tüm insan kaynaklarını kullanmalıdır” dedi.
Bankalar Birliği’nin dün açıkladığı ekonomik tedbir paketiyle ilgili de konuşan Kanber, bu kararların da, esnaf veya iş insanların talepleriyle ortaya çıktığını söyledi.
“Bankaların bu kararını olumlu buluyoruz. Piyasaya da, bir miktar olumlu yansıması olacaktır. Ama yeterli değil” diyen Kanber, bankacıların iyi niyetli olduklarını söyledi.
Kanber, “Ama sektör açıldıktan sonra, sürdürülebilir ekonomik yapıyı, kaç ayda sağlayacağıyla ilgili öngörü yok. Sektörlerle doğrudan iletişime geçip, bir konsensüse varılması gerekir. Bu noktadan hareket edilmezse, bankaların bu iyi niyeti, 3 ay sonra sorun olabilir” dedi.
Kanber, bazı işletmelerin, belki de sene sonuna kadar hiç iş yapamayacağını, 3 ay sonra tekrar bu sorunları yaşayabileceklerinin de aşikâr olduğunu söyleyerek, “İş yerleri açılacak ve her şey düzelecek mi?” diye sordu.
Kanber, “İş yerleri açıldığında, esnafta bir miktar hareketlenme olacaktır tabi. Özellikle kamu maaşları ödenirse, iç piyasada döngü başlayacaktır. Bu da devletin yükümlülüklerini azaltacaktır. Ama gerçek olan, hükümetin bu dönemde, bir kaynağa ihtiyacı olduğudur” dedi.
Devletin, yılsonuna kadar sektörlere destek olmak zorunda olduğunu savunan Kanber, “Kişiler, şirketler, dükkân sahipleri veya kamu çalışanları, ekonomik kaygı yüzünden, bankaların ve finans şirketlerinin önüne atılmamalıdır” dedi.