Sanayi ve Teknoloji Stratejisi Tanıtım Toplantısı, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcıları Çetin Ali Dönmez, Mehmet Fatih Kacır, Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Habip Asan, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, KOSGEB Başkanı Cevahir Uzkurt, Ankara Valisi Vasip Şahin ve Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir ile sanayiciler ve iş dünyası temsilcilerinin de katılımıyla MKE Sanayi ve Teknoloji Müzesi’nde gerçekleşti.
“Bu vizyon belgesini hazırlarken, tüm paydaşları sürece dahil ettik”
Bakan Varank, buradaki konuşmasında, toplantının düzenlendiği müzenin yokluk ve yoksulluklara rağmen Türk milletinin, istediğinde neler başarabileceğini gösteren bir abide niteliğinde olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“100 yıl önce tüm imkansızlıklara rağmen yürekli subaylar, vakit kaybetmeden işe koyulurlar. Burayı 7 gün 24 saat çalışan milli bir atölye haline getirirler. İşte destanların yazıldığı İstiklal Harbi’nde, ordumuzun silah ve mühimmat ihtiyacı buradan karşılanır. 100 yıl sonra bugün, bir milletin küllerinden doğup azmettiğinde neler yapabileceğini tüm dünyaya gösterdiği bu salonda, büyük ve güçlü Türkiye hedefine giden yol haritamızı, 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimizi açıklıyoruz. Göreve geldiğimiz günden bu yana üzerinde çalıştığımız bu vizyon belgesini hazırlarken, tüm paydaşları sürece dahil ettik. Sektör temsilcileriyle, sanayi ve ticaret odalarıyla, bakanlıklarla, üniversitelerle, bilim insanlarıyla fikir alışverişinde bulunduk. Fizibilitelerimizi yaptık, sektörlerin sorunlarını masaya yatırdık, insan kaynağı potansiyelimizi dikkate aldık ve bu belgeyi öyle hazırladık.”
Varank, 11. Kalkınma Planı’nın odağında sanayi ve teknolojinin bulunduğunu ifade ederek, 2023’e giden yolda somut hedefler belirlediklerini söyledi.
Milli gelirde imalat sanayisinin payını artırmak istediklerini dile getiren Varank, “Son 10 senede ortalama yüzde 16,5 olan bu payı, 2023 yılında yüzde 21’e çıkarmayı hedefliyoruz. Yenilikçi ve daha gelişmiş bir sanayi için, sanayide çalışan işçi başına katma değeri 35 bin dolara ve imalat sanayisi ihracatını da 210 milyar dolara yükseltmek istiyoruz.” diye konuştu.
İhracatın teknoloji yoğunluğu artırılacak
Varank, ihracatın teknoloji yoğunluğunun artırılmasını da önemsediklerine işaret ederek, imalat sanayisi ihracatında orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 50’ye çıkarmayı istediklerini kaydetti.
Daha rekabetçi ve yüksek katma değerli üretime giden yolun Ar-Ge’ye yapılan harcamalardan geçtiğini ifade eden Varank, “Ar-Ge harcamalarının milli gelirdeki payını yüzde 1,8’e, bu alanda çalışan insan kaynağımızı 300 bin kişiye ve araştırmacı sayımızı 200 bin kişiye çıkaracağız. Ar-Ge yatırımlarında dünyada söz sahibi olan ilk 2 bin 500 firmalık listeye, ülkemizden en az 23 firmayı sokmak istiyoruz.” dedi.
Varank, teknolojik dönüşümün temel sürükleyicisinin beşeri sermaye olduğunun altını çizerek, yazılım alanında en az 500 bin çalışanın olmasını istediklerini anlattı.
“En az 23 akıllı ürün çıkarmasını hedefliyoruz”
Yazılım konusundaki yatırımları önemsediklerini dile getiren Varank, şu değerlendirmede bulundu:
“2023 yılına kadar, ülkemizde teknoloji tabanlı işlere yapılan yıllık yatırımların büyüklüğünün 5 milyar liraya ulaşmasını amaçlıyoruz. Yeni teknolojilerle birlikte akıllı ürün ve hizmetler, piyasada baskın olmaya başladı. Bu noktada Türkiye’nin, yıkıcı teknoloji alanlarında küresel ölçekte marka olacak en az 23 akıllı ürün çıkarmasını hedefliyoruz. Bunları yapacak, yenilikçi, fırsatları en iyi şekilde değerlendiren girişimcilere ihtiyacımız var.”
2023’e kadar 10 “Turcorn” hedefi
Varank, girişim seviyesinden 1 milyar doların üzerinde değerlemeye ulaşan şirketlere “unicorn” denildiğini ve dünyada 300’e yakın unicorn bulunduğunu belirterek, “Ülkemizden de unicornlar çıksın, başarılarıyla adlarından söz ettirsin hatta bunlara da ‘Turcorn’ denilsin istiyoruz. Bu kapsamda 2023’e kadar en az 10 Turcorn hedefimiz var.” dedi.
Sanayici, girişimci ve araştırmacılara paydaş-odaklı bir yaklaşımla tek noktadan destek sunmanın önemini dile getiren Varank, bu kapsamda ilk muhatap olacaklarını ve Bakanlık bünyesinde yeni mekanizmalar kurgulayıp, verimliliği artıracaklarını bildirdi.
Varank, hedeflere ulaşma noktasında sanayi stratejisinde 5 ana bileşen ve 23 alt politika belirlediklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“İlk bileşenimiz Yüksek Teknoloji ve İnovasyon. Burada amaç, ülkemizi kritik teknolojilerde rekabetçi bir yapıya kavuşturup, küresel ligde önemli bir oyuncu haline gelmek. İkinci bileşen olan Dijital Dönüşüm ve Sanayi Hamlesi’yle, teknoloji odaklı sanayileşme için somut adımlar atacağız. Girişimcilik alanında uygulayacağımız politikalarla, fikirden ürüne kadar tüm süreçte girişimci sayısını artıracak ve ekosistemi daha da güçlendireceğiz. Beşeri sermayenin dönüşümü ve altyapı alanında hayata geçireceğimiz politikalar, başarıya giden yolun hızlandırıcıları olacak.”
Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi programı
Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi programına da değinen Varank, 11. Kalkınma Planı’nda da yer alan programın, yüksek katma değerli ürünlerin yerli imkan ve kabiliyetlerle üretimini amaçladığını söyledi.
Varank, bunun için odak sektörlerdeki öncelikli ürünleri destekleyeceklerini belirterek, “Bu kapsamda Ar-Ge, Ür-Ge, yatırım, pazarlama ve ihracat süreçlerini uçtan uca yönetecek, alıcı ve üreticiyi aynı anda teşvik edeceğiz. Programla destekleyeceğimiz yatırımlar, stratejik yatırım teşviklerinden faydalanacak. Yatırım tutarının 50 milyon lirayı aşması durumunda, proje bazlı teşvik sistemini devreye sokacağız.” dedi.
Yatırımlara sunulacak destek paketinde, belirleyici ölçütlerden birinin projenin katma değeri olacağını anlatan Varank, tüm süreci tek pencereden yöneteceklerini kaydetti.
Varank, kamunun alıcı olduğu projelerde alım garantisi mekanizmasının çalışabileceğinin altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:
“Böylelikle üretimde dışa bağımlılığı azaltıp, cari açığı kalıcı olarak düşürecek ve küresel rekabette elimizi güçlendireceğiz. Pilot uygulama olarak makine sektörüyle başlıyoruz. Ürün listemiz bugün itibarıyla Resmi Gazete’de yayımlandı. Ekim ayıyla ilk çağrımıza çıkarak, yatırım başvurularını almaya başlayacağız. Bugün web sitemizden de gerekli detaylar öğrenilebilecek.”
“Çalışma gruplarından destek alacağız”
Bakan Varank, stratejide yüksek teknoloji ve inovasyon alanının 6 temel politikadan oluştuğunu belirterek, bu kapsamda ilk olarak teknolojik yetkinlik ve sektörel yol haritalarını belirleyeceklerini ifade etti.
Yeni teknolojilere yatırım yapmanın maliyetine dikkati çeken Varank, ilk aşamada yetkinlik ve kaynakların yüksek olduğu alanlara odaklanacaklarını, hızlı sonuç alınacak alanlardan yola çıkacaklarını bildirdi.
Varank, sektörel yol haritalarını belirlerken, ekosistemleri de dikkate alacaklarını, örneğin otomotiv sektörünü, mobilite ekosistemindeki yeriyle birlikte ilaç sektörünü, sağlık ve yaşam bilimleri ekosistemi içinde değerlendireceklerini belirtti.
Milli ve özgün ürünler üretmek için kritik teknolojilere ilişkin de yol haritalarının olacağını dile getiren Varank, “Teknoloji ve sektörel yol haritaları, Ar-Ge’den ticarileşmeye kadar devam eden tüm inovasyon döngüsünü kapsayacak. Hazırlık aşamasında akademi, STK, sanayici ve girişimcilerden oluşan çalışma gruplarından destek alacağız.” dedi.
Stratejik malzeme geliştirilmesine teşvik
Varank, öncelikli sektörler için stratejik malzemeler geliştirilmesini teşvik edeceklerini belirterek şöyle konuştu:
“Bu kapsamda, kimya ve ilaç, ulaşım araçları, makine, bilgisayar, elektronik, optik, elektrikli teçhizat sektörlerinin ihtiyacı olan stratejik malzemeleri belirleyeceğiz. Orta ve uzun vadeli kaynak planlaması yaparak, temel malzeme teknolojilerinde altyapı yatırımlarını tamamlayacağız. Stratejik maden ve malzemelerin alternatiflerinin geliştirilmesi için üniversiteler ve mükemmeliyet merkezlerine hedefler koyacağız. Bu alanlarda çalışan bilim insanlarımızı destekleyerek araştırma faaliyetlerine teşvikler sunacağız.”
Ar-Ge ekosisteminde faaliyet gösteren merkez, üniversite, laboratuvar ve Teknoloji Geliştirme Bölgelerine ürün bazlı hedefler tanımlayacaklarını dile getiren Varank, araştırma altyapılarının sanayinin ihtiyaçlarına çözüm üreten uzman merkezler şeklinde yapılandırılacağını söyledi.
Varank, üniversiteler, OSB’ler ve TGB’lerde bulunan makine, teçhizat, laboratuvar ve test ekipmanlarının envanterini çıkararak, sanayinin ve akademinin ortak kullanımına açacaklarını, böylece aynı yatırımların tekrar yapılmasının önüne geçileceğini bildirdi.
Kamu, altın hisseyle stratejik girişimlere ortak olacak
Varank, Türkiye markalarını küreselleştirmek için gerekli adımları atacaklarına işaret ederek, teknoloji standartlarının gelişiminde aktif rol alacaklarını, test merkezi ve sertifikasyon faaliyetlerine ağırlık vereceklerini söyledi.
Özellikle 5G, robotlar ve otonom araçlar gibi alanlardaki mevzuat çalışmalarında proaktif olacaklarını vurgulayan Varank, bağlantılı, elektrikli ve otonom teknoloji tedarikçilerinin taleplerini karşılamak ve yakın coğrafyaya hizmet vermek üzere “Otomotiv Akreditasyon ve Sertifikasyon Merkezi” kuracaklarını ifade etti.
Varank, yıkıcı teknolojilerde küresel girişimler kurmak için harekete geçtiklerini dile getirerek, Türkiye’nin Otomobili Girişimi’nin bu yönde atılan önemli bir adım olduğuna işaret etti.
Bu projenin otomotiv ana ve yan sanayi tedarikçilerinin dönüşümüne ve ihracat katkılarının artmasına hizmet edeceğini belirten Varank, Türkiye’nin bu girişim sayesinde, bağlantılı ve otonom elektrikli araçlar pazarında küresel bir oyuncu olma fırsatına da erişeceğini vurguladı.
Varank, fikri mülkiyet haklarının altyapısını ve uygulama çerçevesini güçlendireceklerini ifade ederek, kamunun elindeki patent, faydalı model gibi hakların envanterini çıkarma çalışması sürdürdüklerini bildirdi.
Kamu fonlarıyla desteklenen ve stratejik görülen girişimlerin fikri sınai haklarının Türkiye’de kalması için önlemler geliştireceklerini anlatan Varank, “Örneğin kamunun altın hisseyle stratejik girişimlere ortak olması alternatifini değerlendireceğiz.” ifadesini kullandı.
Türkiye’ye özgü “Dijital Dönüşüm ve Yetkinlik Merkezleri” geliyor
Varank, Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’nin ikinci sacayağının “Dijital Dönüşüm ve Sanayi Hamlesi” olduğuna işaret ederek, bu kapsamda dijital dönüşümden rekabet öncesi iş birliğine, teşvik sistemi reformundan sanayinin finansmanına, bütüncül bir yaklaşımla gerekli adımları atacaklarını aktardı.
Firmaların dijital dönüşüm olgunluk seviyelerini belirleyeceklerini, sektörel ve işletme büyüklüğüne göre karşılaştırmalar yapacaklarını ifade eden Varank, “Türkiye’ye özgü bir model geliştireceğiz. Dijital Dönüşüm ve Yetkinlik Merkezleri kuruyoruz. Bu merkezlerin yönetişim modeli, kamu ve özel sektörün yanı sıra uluslararası iş birliklerini de kapsayacak. Yeni istihdam alanları belirleyip, yetkinlik bazlı eğitim destekleri geliştireceğiz.” diye konuştu.
“Stratejik kümeleri destekleyeceğiz”
Varank, sanayinin kurumsallaşması ve ihracatı güçlendirmek için de bir dizi adım atacaklarının altını çizerek, şirketlerin kurumsal yönetişim becerilerini geliştirici destekleri olacağını söyledi.
KOBİ’lerin rekabet gücünü artırmak için stratejik birleşmeleri teşvik edeceklerine dikkati çeken Varank, KOBİ’lerin doğrudan ihracat yapabilmesi için e-ticaret imkanlarını geliştireceklerini, veri merkezi yatırımları ve bulut bilişim uygulamaları gibi alanlarda çalışmaları başlattıklarını anlattı.
Varank, rekabet öncesi iş birliğinin de üzerinde önemle durdukları bir konu olduğunu belirterek, gelecek dönemde sanayi bölgeleri ve teknoloji geliştirme bölgelerinin sayısını daha da artırıp, rekabet öncesi iş birliği mekanizmalarını işletmek istediklerini bildirdi.
Savunma ve Havacılık, Elektrikli Otomobil, Petrokimya, İletişim Teknolojileri gibi alanlarda stratejik kümeleri destekleyeceklerini dile getiren Varank, bu sayede katma değerli üretimi artırmayı hedeflediklerini ifade etti.
Yatırım teşvikleri yalın ve daha etkin yapıya kavuşacak
Bakan Varank, Yatırım Ortamının İyileştirilmesi ve Yeni Yatırım Teşvik Sistemi için de öncelikleri belirlediklerini söyledi. Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulunun Mart 2019’da yeniden yapılandırıldığını hatırlatan Varank, ağustosta yaptıkları toplantıda tüm tarafların mutabık kaldığı 35 eylemi hayata geçirme kararı aldıklarını kaydetti.
Yatırım teşviklerini de yalın ve daha etkin bir yapıya kavuşturacaklarının altını çizen Varank, amaçlarının firmaları daha fazla Ar-Ge yapmaya ve teknolojik ürün geliştirmeye teşvik etmek olduğunu, benzer şekilde yabancı sermayeli şirketlerin de Türkiye’de Ar-Ge merkezleri açmasını güçlü bir şekilde destekleyeceklerini söyledi.
Varank, bölgesel kalkınma, istihdam ve markalaşma alanında da her bölgenin dinamiklerine uygun kümelenme ve markalaşma destekleri verip altyapı yatırımlarını da buna göre şekillendireceklerini dile getirdi.
“OSB ve TGB ortaklığında ihtisaslaşmış fonlar kurulmasını sağlayacağız”
Bakan Varank, sanayi finansmanı altyapısını güçlendirmek istediklerini, alternatif finansman modelleri geliştirilmesinin şart olduğunu bildirdi.
Varank, kitle fonlaması, girişim ve risk sermayesi, hisseye dönüşebilir tahvil ihracı gibi uygulamaların yaygınlaştırılması için paydaşlarla düzenleme yapacaklarını belirterek, yüksek büyüme potansiyeli olan işletmelerin halka açılmalarını kolaylaştıracaklarını, özendireceklerini, girişim sermayesi fonlarını kamu kaynaklarıyla destekleyeceklerini kaydetti.
OSB ve TGB gibi yapıların ortak olduğu ihtisaslaşmış fonların kurulmasını sağlayacaklarını anlatan Varank, “OSB’lerde uzun vadeli arsa ve bina kiralama, edindirme modelleri oluşturacağız. Özkaynaklarıyla yatırım yapan firmalar için teşvik sisteminde yeni teşvik enstrümanları geliştireceğiz. Kredi maliyetlerini azaltmak için Hazine ve Maliye Bakanlığımızla çalışmalar yapacağız.” dedi.
“Girişimcilik ekosistemini daha etkin bir yapıya kavuşturacağız”
Varank, stratejinin 3. bileşeninin girişimcilik alanındaki politikalar olduğunu dile getirdi.
Bu kapsamda girişimcilik ekosistemini daha etkin bir yapıya kavuşturacaklarını ifade eden Varank, anılan ekosistemde yer alan tüm paydaşların faydalanması için Türkiye Girişim Ekosistemi Platformu ve internet sitesini kurma çalışmalarını sürdürdüklerini bildirdi.
Varank, bu platformda girişimlere ilişkin bilgilerin yanında yatırımcıların tanıtılacağını ve girişimcilerin kullanabileceği kaynaklar hakkında bilgilerin yer alacağını belirterek, girişimcilik fikirlerinin olgunlaşması için okullarda, iş yerlerinde ve teknoloji geliştirme bölgelerinde (TGB) açık inovasyon yaklaşımının öğretilmesine yönelik çalışmalar yapacaklarını dile getirdi.
Erken dönem girişimciler için vergisiz veya kolay vergili dönem gibi mekanizmaları geliştirmek istedikleri anlatan Varank, yurt dışından gelen girişimciler için ‘hoş geldin paketi’ ve ‘girişimci vizesi’ gibi uygulamalara ilişkin ilgili bakanlıklarla çalışma yapacaklarını ifade etti.
“Teknoloji tedarikçileri ve girişimcilerini daha da güçlendireceğiz”
Bakan Varank, girişimlerin başlangıç aşamasından ölçeklenme aşamasına geçişlerini takip edeceklerini belirterek şunları söyledi:
“Özellikle, küreselleşme iddiası olan derin teknoloji tabanlı girişimleri pozitif olarak ayrıştıracağız. Ekosistemin geneli için finansman kaynakları da özel bir önem taşıyor. Bu maksatla melek yatırımcı sayısını ve etkinliğini artıracak, kitlesel fonlamanın kullanımını yaygınlaştıracağız. Girişim sermayesi fonlarının hacmi ve kullanımını artıracak tedbirler alacağız. Teknoloji tedarikçileri ve girişimcilerini daha da güçlendireceğiz. Bunun için teknoloji tedarikçileriyle alıcılarını bir araya getiren çift taraflı bir destek programı uygulamayı planlıyoruz.”
Tedarikçileri, Sanayi İşbirliği Programı ve kamu alım garantisi kapsamında destekleyeceklerini dile getiren Varank, teknoloji bazında tedarikçi envanterini çıkaracaklarını bildirdi.
İnsan kaynağına “dijital rozet” uygulaması
Varank, stratejinin 4. bileşeninin beşeri sermayenin dönüşümü olduğunu belirterek, “Mevcut yetenek havuzunun dönüşümü için veri analitiği ve veri okur-yazarlığı eğitimleri alanında seferberlik başlatıyoruz. Dijital teknoloji uzmanı ve dijital teknoloji yöneticisi gibi yetkinlikleri gösteren ‘dijital rozet’ uygulamasına geçiyoruz.” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı ile ihtiyaç duyulan teknolojik eğitim müfredatını ve altyapı ihtiyacını belirleyeceklerini anlatan Varank, yazılım teknolojileri ve endüstriyel tasarımın müfredata eklenmesini son derece önemli bulduklarını söyledi.
Meslek yüksekokulu ve meslek lisesi öğrencilerini sanayi ve teknoloji alanlarında kariyer yapmaya özendirecek modeller oluşturacaklarını ifade eden Varank, bu okullardan mezun olanların, kendi alanlarında çalışmalarını desteklemek için teşvik ve vergi indirimleri gibi mekanizmalar geliştireceklerini bildirdi.
Varank, kuracakları 100 DENEYAP teknoloji atölyesinde 5 yılda yaklaşık 50 bin özel yetenekli öğrencinin teknoloji eğitimi alacağını belirterek, “Bu yıl ilk defa Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı’nı uygulamaya başladık ve beklentimizin çok ötesinde bir taleple karşılaştık. Yurt içinde çalışan ya da kamu imkanlarıyla yurt dışına gönderilen araştırmacıların odak teknoloji alanlarında yetkinliğini artırmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Uluslararası araştırma merkezleri ile iş birlikleri yapmak istediklerini bildiren Varank, yurt dışındaki üstün başarılı yabancı uyruklu akademisyenlerin Türkiye’ye transferini teşvik edecek programlar geliştireceklerini söyledi.
Yapay Zeka Enstitüsü kurulacak
Varank, Açık Kaynak Platformu’nun kurulması ve yazılım kapasitesinin artırılmasına ilişkin ise “Platformla, yazılım maliyetlerini azaltmayı, yazılımcı sayımızı artırmayı ve açık kaynak alanında çalışan girişim sayısını artırmayı hedefliyoruz.” dedi.
İlk olarak kamu kesiminin mevcut ve yeni alımlarında, açık kaynak yazılımlara geçişi için yol haritası belirleyeceklerini anlatan Varank, açık kaynak yazılım ekosisteminin kamu ve özel sektör tarafından desteklenmesini sağlayacaklarını bildirdi. Varank, bu amaçla, hızla hayata geçirilebilir, yaygınlaştırılabilir ve yenilikçi bir yazılım eğitimi modelinin hazırlanacağını ifade etti.
Bakan Varank, yazılımcı olmayı itibarlı bir kariyer haline getirmek istediklerine dikkati çekerek, bunun için bir seferberlik başlatılacağını ve genç yeteneklere yeni imkanlar sunulacağını dile getirdi.
2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’nin son bileşenini “Altyapı Hazırlığı” olarak belirlediklerini belirten Varank, güçlü bir altyapının temin edilmesinin, reformları gerçekleştirme hızı ve verimliliği açısından önemine işaret etti.
Varank, veri iletişimi ve açık veri reformunda somut adımların olacağını bildirerek, “Türkiye genelinde, veri iletişim hızı ve güvenilir veri iletişim altyapısı için gerekli destekleri sağlayacağız. Bu alanda ürün geliştiren yerli teknoloji tedarikçilerini teşvik edip, kamu alım desteği imkanı sunucağız.” diye konuştu.
Veri haberleşmesi konusunda uluslararası standartların geliştirilmesine katkıda bulunacaklarını söyleyen Varank, açık veri reformunun hızla hayata geçirileceğini vurguladı.
Varank, Türkiye’nin sahip olduğu büyük verinin, ekonomik değere dönüşmesini önemsediklerini belirterek, bunun için Yapay Zeka Enstitüsü kurma çalışmalarının devam ettiğini ve hazırlıklarının tamamlandığını dile getirdi.
Bakan Varank, bu kurumun yapay zeka alanında Ar-Ge çalışmaları yürüteceğini ve ülke ölçeğinde yüksek katma değerli projeleri hayata geçireceğini bildirdi.
Türkiye’de kalması gerekli ve stratejik olan verinin tanımını, güvenlik seviyesini, depolama ve iletişim standartlarını belirleyeceklerini aktaran Varank, bu amaçla veri güvenliği çerçeve mevzuatını tamamlayacaklarını ifade etti.
Varank, sanayinin dijital dönüşümü için gerekli yazılımları ve altyapıları bulut teknolojilerine uyumlu olarak geliştireceklerini belirterek, “Günümüzde sadece iş verileri değil, biyolojik yapımıza ilişkin veriler de siber saldırı riski altında bulunuyor. Dolayısıyla siber güvenlik konusunun üzerinde de dikkatle durduk.” dedi.
Milli Teknoloji Hamlesi’nin öncelikli projelerindeki siber güvenlik risklerini belirleyip, gerekli önlemleri alacaklarını ifade eden Varank, organize sanayi bölgeleri (OSB) ve TGB’lerde kullanılanlar başta olmak üzere, yazılımların sızma testleri için yerli teknoloji tedarikçilerini geliştirip sertifikasyonlarını destekleyeceklerini söyledi.
Varank, siber saldırıların etkisinin yüksek olabileceği sektörlerde, siber güvenlik yerli altyapıları kurulmasının planlamasını ilgili kurumlarla yaparak mevzuat ve ek finansman desteği sağlayacaklarını kaydetti.
Ulusal blokzincir altyapısı geliştirilecek
Bakan Varank, ulusal blokzincir altyapısını geliştireceklerini ve blokzincir tabanlı ağ oluşturulması çalışmalarını teşvik edeceklerini belirterek, kamu uygulamalarından blokzincir altyapısına taşınabilir olanların tespit edilip Açık Kaynak Platformu bünyesinde projelendirileceğini bildirdi.
Varank, yeni iş modellerinin blokzincir altyapısındaki pilot uygulamaları için test ortamı ve katılımcı kümesi oluşturacaklarını dile getirdi.
Enerji ve lojistik alanlarında da reformlar gerçekleştirileceğini belirten Varank, şunları kaydetti:
“Sanayide enerji verimliliğini sağlayacak teknolojik yetkinliği artıracağız. Yeni nesil teknolojik ürünlerin enerji sektöründe oluşturacağı dönüşüm ihtiyaçları için ilgili paydaşlarla çalışacağız. Öncelikli sektörlerin yoğunlaştığı OSB’lere, enerjinin güvenli tedariği için iletim yatırımları yapılacak, çeşitli destek mekanizmalarıyla enerjiye erişimi kolaylaştıracağız. Başta OSB ve endüstri bölgeleri olmak üzere sanayimizin lojistik ihtiyaçlarını belirleyip hızlı ve düşük maliyetli ulaşımı sağlayacağız.”
“Milli Teknoloji Hamlesi, bilim ve teknolojide tekelleşmeye itirazdır”
Türkiye ekonomisinin sanayi ve teknolojinin öncü rol oynayacağı yeni bir döneme girdiğine işaret eden Varank, önümüzdeki 4 yılın seçimsiz dönem olduğuna ve hedefleri gerçekleştirmede eşi bulunmaz bir fırsat sunduğuna dikkati çekti.
Güçlü sanayi altyapısı, nitelikli insan kaynağı ve yenilikçiliği teşvik eden Ar-Ge ekosistemi sayesinde son yıllarda Türkiye’de bir başarı hikayesi yazıldığını vurgulayan Varank, bu hikayenin Türkiye’nin atlattığı nice badireye, maruz kaldığı ekonomik, siyasi baskılara ve terör saldırılarına rağmen yazıldığını dile getirdi.
Varank, Türkiye’nin bölgesel ve küresel bir aktör haline geldiğini ifade ederek, “Bu başarılarla yetinmeyeceğiz. Vakit, Türkiye’yi bir üst lige çıkarma, dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasına sokma vakti.” dedi.
Bakan Varank, 4. Sanayi Devrimi’nin getireceği teknolojilerin, gelecek 5 yılda küresel ekonomiye 4 trilyon dolara yakın katkı sağlamasının beklendiğini, bunun sisteme Türkiye büyüklüğünde 5 yeni ülkenin eklenmesi anlamına geldiğini söyledi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, kağıt israfını önlemek adına konuklara dağıtılan yaka kartlarındaki karekodlar okutularak Sanayi ve Teknoloji Stratejisi Belgesi’ne ulaşılabileceğini ifade etti.
Varank, daha sonra Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile MKEK Sanayi ve Teknoloji Müzesi’ni gezdi.
Kaynak: AA