Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi, bilgilendirme seminerlerine devam ediyor. Seminerler kapsamında DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şefik Görkey, Gazimağusa Devlet Hastanesi Konferans Salonu’nda “Sağlıkta Etik” konulu bir seminer verdi. Seminer, günümüzde hasta-hekim ilişkisine dair çok konuşulan konuların tarihinden bahsedilmesi ile başladı. Prof. Dr. Görkey, özellikle dünya savaşlarının ardından bazı doktorların, yetkilerini bir takım ideolojiler için kullanmış olmasının üzerine görülen davalar sonrasında, bilim uğruna bazı çalışmalar için ahlak dışı davranışlarda bulunduğu gerçeğinin su yüzüne çıktığını ifade etti. Bunun üzerine doktorun otoritesinin sarsılması ile tüm dünyada o zamana kadar mutlak kabul edilen davranışlarının sorgulanabilir olduğu gerçeğiyle yüzleşildiğini belirten Prof. Dr. Görkey, bu tarihlerden itibaren birçok tıp ve tıp dışı profesyonellerin hasta-hekim ilişki problemlerini kullanarak kendi çıkarları uğruna birçok girişimde bulunduğunu belirtti.
“Ülkemizde Kadın Doktorlar Ciddi Sıkıntılar Yaşıyor”
Eğitim seviyesi düşük toplumlarda kolayca siyaset konusu yapılabilecek ve suistimale açık bu alanda maalesef etkilenenin doktor ve yine hasta olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Görkey, hastaların iyi bilgilendirilmesi ve yönlendirmelerden uzak tutulması gerektiğine işaret etti. Prof. Dr. Görkey, gelişmiş toplumlarda doktorların da en başta iyi eğitilmesi, maddi sıkıntılardan uzak tutulması ve stresli bir yaşamdan uzaklaştırılması temeline dayanarak, doktorlara bir hastayla ilgilenmek için yeterli vakit ve malzeme-ortam sağlanmakta olduğunun altını çizdi. Doktorlara ayrıca kendilerini eğitmek için izinler verilmekte olduğunu da belirten Prof. Dr. Görkey, bunun yanı sıra gelişmiş ülkelerde kadın hekimlerin hamilelik ve doğum sonrası izinleri iş yükünü minimuma indirecek şekilde ayarlandığını kaydetti. Fakat ülkemizde kadın doktorların ciddi sıkıntılar yaşadığının herkes tarafından bilindiğini ifade eden Prof. Dr. Görkey, doktorların çalışma saatlerinin ve ücretlerinin içinde bulundukları toplumda hakettikleri yeri alacak ve koruyabilecekleri şekilde ayarlanması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Görkey, burada amacın bu denli önemli bir görevi yerine getirmekte olan hekimin işini doğru yapabilmesi ve hastalara gerekli saygıyı gösterebilmesi olduğunu kaydetti.
“Mahremiyete Saygı Gösterilmeli”
Böylece hekimin iki taraf arasındaki bu hassas dengeyi kolaylıkla sağlayabileceğini belirten Prof. Dr. Görkey, diğer taraftan hekime ulaşılabilirlik, yeterli zaman ayrılması, güleryüz gösterme, beden ve ruha tacizkar davranışlardan kaçınılması, yapılacak tedaviler için izin alınması, mahremiyete ve karara saygı gösterilmesi gibi hakların sağlanabilmesinin de son derece önemli olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Görkey, hasta ve hekim haklarından bahsederken bu ilişkideki aksaklıkları tek bir taraf üzerine yıkmanın kasıtlı bir çıkar sağlama üzerine olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Görkey, bazen sırf gündem değiştirmek için, hiçbir bilimsel dayanak olmadan hekimlerin veya tıbbi malzeme, alet, tedavi yöntemi ve bunun gibi öğelerin ön plana çıkarıldığını gösteren örneklerin olduğunu söyledi.
“Hekimlerin Nasıl Davranması Gerektiğine Dair Kitaplar Var”
Prof. Dr. Görkey, hasta haklarında hekimi öğretim durumu, sosyal konumu, inançları veya özel hayatı açısından taciz etmek olmadığı gibi, hekim haklarında da hastayı ortada bırakmak, yanlış yönlendirmek veya ayrımcılık yapmanın yer almadığını vurguladı. Hekim-hasta ilişkisinin aslında insan haklarının uygulanması gereken en somut, en hassas ve en sık karşılaşılan ilişki biçimi olduğunu belirten Prof. Dr. Görkey, din, vicdan, düşünce ve anlatma özgürlüğünün de ayrıca temel insan hakları arasında bulunduğunu vurguladı. Herkesin sağlık hizmetinden eşit şekilde yararlanma hakkına sahip olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Görkey, bu ilişkilerin yoruma açık halden olabildiğince belirli ilkeler doğrultusunda yönlendirilen bir hal aldığı takdirde daha doğru sonuçlar alma olasılığının yüksek olduğunu vurguladı. Bundan hareketle bazı ülkelerde hekimlere karşılaşabilecekleri vakalar karşısında hangi tavrı takınmanın doğru olduğunu öğreten kitaplar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Görkey, bu ülkelerde bu kuralları bilmeden veya onlara uymadan çalışılmasının yasak olduğunu da belirtti. Maalesef Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Türkiye’de böyle bir uygulamanın bulunmadığını belirten Prof. Dr. Görkey, ayıca hastanelerin kendi etik kurullarının karşılaşılan zor vakalar karşısında hangi tutumu sergilemek gerektiğine dair hekime yardımcı olabilmekte olduğunu, ancak KKTC’de bunun mümkün olmadığını kaydetti.