- Advertisement -spot_img
Ana SayfaDünyaŞansölye Merkel'in Almanya'sı

Şansölye Merkel’in Almanya’sı

- Advertisement -spot_img

Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla yeniden birleşen Almanya, ekonomik gücünün de etkisiyle kısa süre içinde Avrupa Birliği’nin liderine dönüştü. Birliğin merkezi Brüksel olsa da, artık Berlin’in onayı olmadan alınan kararların hayata geçirilmesi pek de mümkün değil. Bunda, Doğu Almanya’dan gelen bir siyasetçinin payı yadsınamaz. O isim, 2005 yılından bu yana başbakanlık koltuğunda oturan Angela Merkel…

Merkel, 1954 yılında Hamburg’da dünyaya geldi. Adı, Angela Kasner’di. Pek varlıklı olmayan mütevazı bir ailenin kızıydı. Babası bir Lüteriyen papazı, annesi ise öğretmendi. Berlin ikiye bölündüğünde, ailesi ile birlikte Doğu Almanya tarafında kaldı.

Merkel’in siyasete olan ilgisi Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla başladı

Berlin Duvarı, Merkel’in kaderini de şekillendirdi. Çocukluk ve gençlik yılları Soğuk Savaş koşullarında geçti. Berlin Duvarı yıkılırken, siyasetle pek de ilgilenmiyordu. Öyle ki duvar yıkıldığı gece, bir kuaförde saçlarını yaptırıyordu. Ancak sonrasında değişen dengeler onun için de yeni bir başlangıç oldu.

Hristiyan Demokrat Parti içindeki basamakları hızla tırmandı

1990’da Doğu Almanya’daki geçiş hükumetinin sözcüsü oldu. Aynı yıl, henüz iki Almanya resmi olarak birleşmeden Hristiyan Demokrat Parti’ye üye oldu, Federal meclise seçildi. Seçimden üç ay sonra Gençlik Bakanı oldu. Bir yıl öncesine kadar, bambaşka bir rejim altında, farklı bir ülkede yaşayan genç bir kadın artık Batı Alman hükumetinin bir üyesiydi. 

Dönemin Başbakanı Helmut Kohl, Merkel’in en büyük destekçisiydi. Kohl, bu genç kadını Doğu Almanya’dan gelenler için bir rol model olarak görüyordu. Helmut Kohl’ün desteğiyle basamakları hızla tırmandı. 

Doğu Almanya kökenli Merkel başbakanlık koltuğuna 2005’te oturdu

Siyasette pek çok aktif görevde yer alan Merkel, tarihler 22 kasım 2005’i gösterdiğinde Almanya tarihinin ilk kadın başbakanı olarak göreve başladı. 18 Eylül 2005, sadece Merkel için değil Almanya için de bir kırılma anıydı.

Sosyal demokrat rakibi Gerhard Şröder’i kıl payı geride bıraktı. 51 yaşındaydı ve Doğu Almanya kökenli ilk başbakandı. 

SETA araştırmacısı Erkut Ayvazoğlu: 

“Merkel aslında enteresan bir siyasi kariyere sahip. Kişisel olarak baktığımızda enteresan biyografiye sahip. Nitekim Merkel aslında bir Doğu Almanyalı. Yani Batı Almanya’da yetişmiş bir insan değil. Doğu Almanya’da hayata gözlerini açmış, sosyalizmle oluşmuş kariyerini orada bir noktaya getirip siyasete başlamış.”

4 dönemlik başbakanlığı boyunca Alman ekonomisi büyümeye devam etti

Sosyalist bir ülkeden gelmesine rağmen iktidarı boyunca önceliği serbest piyasa oldu. Alman ekonomisindeki büyümeye yeni bir ivme kattı. Bu sayede arkasındaki halk desteği giderek arttı. 2009, 2013 ve 2017’deki seçimlerden de zaferle çıktı. 

Gazeteci Ahmet Külahçı: 

“Daha önceki dönemlerden farklı tutum izleyen bir başbakan oldu. Fakat Merkel aslında kendisinden önce iktidara olan Schröder’in hayata geçirdiği reformların semeresini gördü.”

Almanya ekonomik gücüyle Avrupa Birliği’ne yön veren güce dönüştü

Yunanistan’daki ekonomik kriz karşısında takındığı tavır Avrupa Birliği içinde yeni tartışmalara neden oldu. Yunan ekonomisine nefes aldıracak kredileri onayladı ama kemer sıkma tedbirlerini dayatmaktan da geri kalmadı. 

Mali disiplin konusunda üye ülkelere yönelik ısrarı, Avrupa Birliği içinde, Almanya’nın giderek artan etkinliğine karşı tepkileri de beraberinde getirdi. Pek çoklarına göre, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılma kararı almasında da, Almanya’nın Birlik içinde Merkel ile birlikte artan gücü vardı.

Gazeteci Ahmet Külahçı: 

“Son yapılan kamuoyu yoklamalarına bakıyorum, yıllardır Merkel Almanya’da en çok sempati duyulan en çok güvenilen politikacı statüsündeydi. Bugün de halen bu statüsünü koruyor. O bakımdan Merkel, Almanya’nın son 13-14 yılına damga vurmuş bir politikacıdır.”

Nükleer enerji ve mülteciler konusunda beklenmedik adımlar attı

Merkel’in Hristiyan Demokrat Parti’nin temel politikalarından vazgeçtiği zamanlar da oldu. Japonya’daki depremin ardından Fukuşima Nükleer Santrali’nde yaşananlar yüzünden ülkesindeki nükleer santralleri kademeli olarak kapatmaya karar verdi. Oysa partisi, uzun yıllardır nükleer enerjinin en büyük savunucusuydu.

Benzer bir farklılığı mülteci akını konusunda da gösterdi. “Açık kapı” politikası yüzünden partiden ayrılanlar oldu. Tepki oylarını toplayan aşırı sağa olan destek hızla arttı.

SETA araştırmacısı Erkut Ayvazoğlu: 

“Kendi siyasi kariyeri boyunca şöyle bir strateji uyguladı. Yani idare etmek için, yönetmek için her şeyi yapabildi. Bu stratejiyi uyguladı. Örneğin muhafazakar parti olmasına rağmen Hristiyan Demokrat Birliğinin daha çok liberal ve daha çok merkezi, hitap eden politikaları benimsemesini hem kendine hem seçmen tabanına kabul ettirebildi.”

Alman liderin sağlık durumuna ilişkin tartışmalar sürüyor

Time dergisi tarafından 4 kez dünyanın en güçlü insanı seçilen Merkel, son zamanlarda sağlık sorunlarıyla gündemde.  İlk olarak 18 Haziran’da Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy’i karşılarken şiddetli bir titreme nöbeti geçirdi.

9 gün sonra kameralar karşısında yine aynı durumu yaşayınca herkes Merkel’in sağlık durumunu araştırmaya başladı. Tatışmalar sürerken Finlandiya Başbakanı Anti Rinne’yi karşıladığı sırada üçüncü kez titreme atağı geçirdi.

Alman lider 2021 yılındaki seçimlerde aday olmayacak

Almanya Başbakanı Angela Merkel, 2021 yılında siyasi hayatına son vereceğini açıkladı. Alman lider, partisinin son kurultayında da başkanlığa aday olmamıştı.

Hristiyan Demokratların yeni lideri, Merkel’in de üstü kapalı olarak desteklediği Annegret Kramp-Karrenbauer. Karrenbauer, şimdiden “veliaht prenses” olarak nitelendiriliyor.  

Haber: Osman Küçükdalak
Kamera: Ahmet Burak Karaahmetoğlu

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
Stay Connected
16,985BeğenenlerBeğen
2,458TakipçilerTakip Et
61,453AboneAbone Ol
Must Read
- Advertisement -spot_img
Related News
- Advertisement -spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz