Dün Haber Kıbrıs’ta bir haber gördüm. Aslanköy taraflarında bir at 40 derece güneşin altına bağlanmış. “Bunun adı resmen işkence” başlığıyla verilmiş haber. Haberi görür görmez daha haberi okumaya sabredemeden telefonu elime aldım ve önce Tarım Bakanı Dursun Oğuz’u aradım.
Toplantı anında olduğunu söylediği halde kapatmadım ve hızlıca konuyu aktardım. Benim aktardıklarımı daha telefon açıkken yanındaki ilgili birilerine aktardı o anda ve ilgileneceğini söyledi.
Ardından Paşaköy Belediye Başkanı Habil Tülücü’yü aradım ve haberde belirtildiği gibi, “Aslanköy ağıllar bölgesinde bir at güneşin altında bağlı tutuluyor” dedim. Başkan, “atın sahibi var, ben ne yapabilirim. Sahibi istediği yere bağlar, biz karışamayız ki, adamın kendi atı yani biz ne diyebiliriz” şeklinde sözler sarf etti önce.
Eğer ki ben bunun üzerine telefonu kapatıp da “Belediye Başkanı’ndan duyarsızlık, şok sözler” ve bunun gibi yorumlarla bir haber yapmış olsaydım, bunun kazananı kim olacaktı? Hiç kimse. Ve at da kurtarılmamış olacaktı. Fakat ben, “Sahibi olabilir, bu bir eşya değil, mal değil, bu bir canlı. Sahibi bir canlıya istediği her türlü zulmü yapamaz, sahibi olması ona bu hakkı vermez. Bizi öğle sıcağında güneşin altına bağlasalar… Lütfen bir empati yapalım, o canlı buna nasıl dayanır” gibi diller döktüm Sayın Başkan’a.
Durdu düşündü ve “tamam” dedi. “Yarın sabah erkenden oraya gideceğim ve atın sahibinin kim olduğunu biliyorum. O’nu uyaracağım ve sizi arayacağım” dedi.
Başkan sözünü tuttu. Bugün sabah işini gücünü bıraktı ve atın sahibini uyarmaya gitti. Atın sahibini uyardı ve atın gölge bir yere bağlanmasını sağladı. Özellikle tembihlemiştim dün, “önüne devamlı su da koysun” diye. Sabahleyin beni aradığında, “tamamdır atın sahibini uyardım, at şuanda gölge bir yerde. Önünde devamlı suyu da olacak” dedi.
Sağol varol Başkan.
Bugün ve bundan sonraki günlerde de o zavallı at Belediye Başkanı Habil Tülücü sayesinde gölge yerde olacak. Artık umuyoruz ki güneş altında perişan olmayacak. Kavurucu güneşin altında cayır cayır yanmayacak. Başkan, büyük bir sevap aldı diye inanıyorum.
Dün o haberi, 30 bini aşkın takipçisi bulunan Altın Patiler grubunun paylaşmasını da sağlamıştım ve inanılmaz tepki toplamıştı “Bunun adı resmen işkence” başlıklı Haber Kıbrıs adlı haber sitesinin o haberi. Herkes atın kurtarılıp kurtarılmadığını ve bir önlem alınıp alınmadığını merak ediyordu. Bu yazıyı bu nedenle yazmak istedim. Elbette haberin sahibi olan Haber Kıbrıs yöneticileri de bu gelişme ile ilgili bir haber vereceklerdir. Zira dün “Ata işkence tepki topladı, yetkililer seferber oldu” başlığıyla Belediye Başkanı ile Tarım Bakanı’nın ilgilenme sözü verdiklerini de kamuoyuna duyurdular.
Diyeceğim o ki, bu bilinci biz sevgimizle yayacağız, kavga dövüşle değil. İlk etapta, “adamın kendi atı ben ne yapayım” diyen Başkan’a güzel güzel anlatınca durumu, nasıl da hemen ilgilendi, sabah sabah işini gücünü bırakıp nasıl da atın sahibi ile konuşmaya gitti, atın yerini derhal değiştirtti. Atı güneş altında kavrulmaktan kurtardı. Aksi halde Başkan olmasa, gazeteciler ne kadar isterse haber yayınlasınlar, bir faydası olmaz, at bugün ve bundan sonraki günlerde kavurucu güneş altında çile çekmeye devam edecekti, ta ki bu sıcaklara dayanamayıp da can verene kadar.
O nedenle, bu duyarlılık bilincini güzellikle anlatmalıyız ve bu bilinci sevgimizle yaymalıyız. Ki bu farkındalığın hızla yayıldığını da görüyoruz zaten. Ne mutlu.
Duyarlılığınıza teşekkürler Başkan Habil Tülücü.