Orta Doğu’da son yılların en sıcak gecelerinden biri yaşandı. Sadece üstlendiği görevler nedeniyle değil, İran’ın hem bölgedeki hem de dünya genelindeki asker gücünün en önemli figürlerinden biri olan Kasım Süleymani, ABD’nin düzenlediği operasyonla Bağdat’ta öldürüldü. Aynı saldırıda Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi El Mühendis’in de hayatını kaybetmesi bölgedeki tüm denklemi doğrudan etkileyecek yeni bir süreci başlattı.
Saldırının muhtemel sonuçları kadar, bölgeyi yakın gelecekte nelerin beklediğini ve çok önemli bir figürün denklem dışına çıkarılmasının sahaya nasıl yansıyacağını uzmanlarla konuştuk.
ABD bölgede yeni siyaset yaklaşımı benimseyebilir
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Başkanvekili Hakkı Uygur, ABD Başkanı Donald Trump’ın bu operasyon kararıyla çok farklı bir dönemin fitilini ateşlediğine işaret ederek, üzerinde durulması gereken sorunun ‘Neden şimdi?’ olduğunu söyledi.
Kasım Süleymani’nin her zaman ‘olağan hedef’ olduğunu ve ABD’nin daha önce de istediği zaman bu tür bir operasyon yapabileceğinin altını çizen Uygur, şöyle devam etti:
“Ancak düne kadar bu adımı atmamışlardı. Çünkü risk planlamalarında bu tür bir operasyonun ardından gelecek tsunamiyi farklı değerlendiriyorlar. Ancak dün düğmeye bastılar ve çok önemli iki ismi aynı operasyonda öldürdüler. Trump, attığı bu adımla bölgede İran’ın tüm kırmızı çizgilerini tek seferde sildiğini tüm dünyaya ilan etti.
Bu operasyon ABD’nin bölgede yeni bir siyaset yaklaşımı benimseyebileceğini göstermesi açısından da önemli. Bugüne kadar ABD ve İran’ın ‘kontrollü gerginlik’ prensibi karşısında karşılıklı adımları vardı. Ancak gelinen noktada bu durum tamamen sona erdi.”
İran kantarın topuzunu kaçırırsa çok ciddi sonuçları olabilir
Hakkı Uygur, “İran’ın Kasım Süleymani’nin öldürülmesi halinde atacağı adımlar zaten daha önceden belirlenmiştir” ifadesini kullanarak, “Kerkük’te bir ABD vatandaşı öldü, ABD Haşdi Şabi tugayını yerle bir etti. Bunun karşılığında ABD Büyükelçiliği basıldı. Karşılığında Süleymani öldürüldü. Eğer İran’ın şimdi vereceği cevapta kantarın topuzu kaçarsa çok ciddi sonuçlarla karşı karşıya kalabilirler. Trump, İran ile savaşı göze almış durumda. O dönemde İran aslında nasıl bir karşılık vereceği sorusuna yanıt ararken, bir nevi kendi ölüm-kalım kararını da vermiş olacak” dedi.
İran’ın çok sert bir karşılık verebileceğini düşünmüyorum
Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ ise Orta Doğu’da özellikle askeri/istihbari konuların kurumlar üzerinden değil, genellikle şahıslar üzerinden ilerlediğine dikkat çekerek, Kasım Süleymani gibi bir ismin öldürülmesinin İran için çok geniş bir coğrafyada en önemli zincirlerden birinin kopması anlamına geldiğini söyledi.
Trump’ın Bağdadi operasyonu ile DEAŞ tehdidini, Kasım Süleymani operasyonuyla İran tehdidini ciddi şekilde budadığını anlatan Başbuğ, şunları söyledi:
“İran’ın çok sert karşılık vereceklerine dair açıklamaları kağıtta mı kalacak yoksa sahaya yansıyacak mı bekleyip göreceğiz. Ben şahsen çok vurucu bir cevap üretemeyecekleri fikrindeyim. Ancak burada asıl üzerinde durulması gereken nokta, Pentagon’un operasyonun doğrudan Trump’ın emri ile yapıldığını dünya kamuoyuna duyurması.”
“ABD Irak’taki baskıyı daha da artırabilir”
“Aslında Trump dünyadaki bazı yapılara kendince yanıt veriyor” diyen Başbuğ, “Ne bu yanıt? ABD’nin bölgede kalması için gerek ABD içindeki gerek Londra, Paris gibi ülkelerdeki yapılar iki temel dayanak noktası ortaya sunuyordu. DEAŞ ve İran tehdidi. Trump her ikisinin de simge isimlerini ortadan kaldırdı. Yakın zamanda ABD’nin Irak haricindeki askeri birliklerine ‘eve dönün’ çağrısında bulunması oldukça muhtemel. Irak’ta ise tam tersine baskıyı daha da artıracaklardır” şeklinde konuştu.
Haber Grafik: Hafize Yurt