Çin’in Hong Kong Özel İdare Bölgesi’nde protestocular, Yasama Meclisi ve Baş Yöneticisi seçimlerinin genel oyla yapılması ve oy verme ayrıcalıklarının kaldırılmasını talep ediyor.
Barışçıl başlayan gösteri arbedeye dönüştü
South China Morning Post gazetesinde yer alan habere göre, Yasama Konseyi binası yakınındaki Chater Garden Parkı’nda toplanan binlerce protestocu, kentin Baş Yöneticisi ve Yasama Meclisinin seçimlerinde vatandaşların tümüne oy hakkı tanınması talebiyle gösteri yaptı.
“Özgür Hong Kong” yazılı pankartlar taşıyan protestocular, kentin Yasama Meclisi ve Baş Yöneticisi seçimlerinde ayrıcalıklı grupların seçici imtiyazlarının kaldırılmasını ve tüm vatandaşların oy kullanabileceği, genel oya dayalı bir seçim sistemi talep etti.
Barışçıl başlayan protesto, kalabalığın dağılması sırasında polis ile göstericiler arasında arbedeye dönüştü.
Polis, kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kapsülleri fırlatırken, en az 4 göstericinin gözaltına alındığı belirtildi.
Bu, Hong Kong’da seçim reformu talebiyle düzenlenen ikinci protesto oldu. Protestocular, geçen hafta Central bölgesindeki Edinburgh Meydanı’nda aynı taleplerle gösteri düzenlemişti.
Baş Yönetici ve Yasama Meclisi seçimlerinde “ayrıcalıklı seçiciler”
Hong Kong’da 70 sandalyeli Yasama Meclisinin 35 sandalyesi nispi temsil sistemiyle, coğrafi seçim çevresine göre ve genel oyla belirlenirken, 35’i “işlevsel seçim çevresi” adı verilen mesleki veya özel çıkar grupları tarafından seçiliyor. İşlevsel seçim çevreleri içinde “süper sandalye” adı verilen 5’i ise Belediye Meclis üyeleri arasından 15 üyenin önerisiyle gösterilen adayların yarıştığı genel oyla yapılan seçimle belirleniyor.
Baş Yönetici ise Çin merkezi yönetiminin belirlediği adaylar arasından bin 200 kişilik Seçim Komitesi tarafından belirleniyor. Seçim Komitesinin 300 üyesi Sanayi, Ticaret ve Finans sektörü temsilcilerinden, 300 üyesi meslek gruplarından, 300 üyesi Çalışma, Sosyal Hizmetler, Din örgütlerinden ve 300 üyesi ise Yasama Meclisi ve Belediye Meclisi üyeleri ile Çin Halk Kongresi ve Halk Danışma Konferansının Hong Konglu temsilcilerinden oluşuyor.
Hong Kong vatandaşları yalnızca Belediye Meclisi üyelerini genel oyla belirliyor.
Hong Kong’un statüsü
Hong Kong, 1898’de imzalanan “kira sözleşmesi” ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997’de Çin’e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong’a 2047’ye kadar basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin’e bağlı olmasına rağmen kendine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin’e bağlı olduğu bu yönetim modeli, “bir ülke, iki sistem” olarak adlandırılıyor.
Demokrasi savunucuları, başta Hong Kong’da adayların Pekin yönetimince belirlendiği seçim modeli olmak üzere, bölgedeki mevcut Çin kaynaklı pratiklerin söz konusu “bir ülke, iki sistem” ilkesine aykırı olduğu görüşünü savunuyor.
Hong Kong protestoları
Hong Kong’da, Haziran 2019’da şüphelilerin Çin’e iadesi yasa tasarısına karşı başlayan protestolarda, son haftalarda protestocular ile polis arasındaki çatışma ve şiddet olayları artmıştı.
Tasarı, 23 Ekim’de resmen geri çekilmesine rağmen protestocular, “demokratik reform” talepleriyle eylemleri sürdürme kararı almıştı.
Göstericiler, tasarının geri çekilmesinin yanında, protestoların “ayaklanma” olarak adlandırılmasına son verilmesi, polis şiddetinin soruşturulması için bağımsız komisyon kurulması, tutuklanan protestoculara af çıkarılması ve kentte siyasi reform sürecinin yeniden başlatılmasını içeren 5 talep öne sürüyor.
Kaynak: AA