MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Tertemiz şehit kanlarıyla yoğrulmuş kutlu vatan topraklarında varlık haklarımızın, varoluş hakikatimizin mücadelesini korkusuzca vere vere bugünlere geldik.” değerlendirmesini yapan Bahçeli, tarih boyunca zulme rıza gösterilmediğini, zalimlere göz açtırılmadığını, zora düşülse de zaafa düşülmediğini vurguladı.
Bahçeli, bir asır önce habaset planlar, hain senaryolar, hunhar tertip ve teşebbüslerin her yeri ölümcül ur gibi sardığını dile getiren Bahçeli, dönemin Birleşik Krallık Başbakanının, “En ağır ceza Türklere verilecek. Türkiye öldü!” rezil beyan ve bildirisiyle avunduğunu, düşmanlıkta eşik ve sınır tanımadığını ifade etti.
Bahçeli, açıklamasında, şu ifadelere yer verdi:
“Ağır saldırıların içinden çıkarak, barbar kuşatmaları parçalayarak, en müşkül zamanlarda bile olağanüstü diriliş ruhu göstererek kefenleri yırtmıştık. Merhum M. Cemal Kuntay bakınız ne demişti, ‘Ölmez bu vatan, farz-ı muhal ölse de hatta, çekmez kürenin sırtı o tabût-ı cesîmi.’ 4 Eylül 1919 Perşembe saat 14.00’de 38 delegeyle toplanan Sivas Kongresi yedi düvele meydan okumasıyla, İstiklal Savaşı’nın adeta ilanı olmasıyla, esarete ve erimeye karşı çıkmasıyla elbette Türk tarihindeki müstesna yerini almış, milletin azmini tamim ve temin etmiştir.”
Devlet Bahçeli, Sivas Kongresi’nde yükselen irade sayesinde, istikbalin önüne çekilen sömürge perdesinin indirildiğini, kırılan umutların tazelendiğini, azalan heyecanların tahkim edildiğini, azgınlaşan hezimetlerin tasfiyesine baş koyulduğunu belirtti.
Sivas’tan istiklalin çıktığını, Cumhuriyet’in sütunlarının çakıldığını vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Milli Mücadele’nin ruh kökünü arayanlar, kurtuluş fikrimizin kuvveden fiile, duygudan şuura nasıl ulaştığını görmek isteyenler, Sivas Kongresi’nin muhterem ve muteber sonuçlarına dikkatle kafa yormalı, sahnelenen diplomatik ve siyasi ustalıkları özenle, önemle yorumlamalıdır. Sivas Kongresi denildiği zaman akıllara en fazla gelen hususlardan birisi hiç kuşku yok ki, manda ve himayenin reddidir. Ancak bunun ne kadar muhataralı, münakaşalı ve maliyetli bir tartışma konusu olduğu Kongre ortamın vaziyetiyle, tarihi vesikaların verileriyle malumdur. 8 Eylül 1919’da, Kongre’ye iştirak eden 38 delegenin 25’inin imzasıyla Amerikan mandasını esas alan bir önerge verilmiştir. Bu 25 kişinin arasında kimler yoktu ki. Mücadeleye dudak büken, kurtuluştan umut kesen nice tanınmış şahsiyet ABD’nin himayesine el uzatmıştı. Gazi Mustafa Kemal, manda ve himaye özlemi çekenleri şu sözlerle reddetmişti, ‘Oh ne ala. Mücadele yerine mandayı kabul edeceğiz ve rahata kavuşacağız. Bu ne gaflet, bu ne körlük, bu ne budalalık.’ Rauf Orbay da aynen demişti ki, ‘Hayret, en güvendiğimiz arkadaşlar bile yanılıyor'”
“Sivas Kongresi’nde milli onur galip geldi”
Sivas Kongresi’nde milli onurun galip geldiğine, manda ve himaye arzusunun püskürtüldüğüne işaret eden Bahçeli, “Çok şükür istiklal sancağı altında toplanmanın cesaretiyle uzun, meşakkatli ve muzaffer bir rota çizildi. Ne var ki, Sivas Kongresi’nde yeşeren manda ve himaye damarı bugünkü CHP’de aynısıyla yaşıyor.” değerlendirmesini yaptı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün CHP’nin 1927 tarihli kurultayında Sivas Kongresi’ni ilk kurultayları olarak açıkladığını ancak o günkü CHP’yle bugünkü ‘kaçak ve korsan’ CHP’nin geceyle gündüz kadar birbirinden uzak ve birbirine yabancı olduğunu vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:
“CHP’nin bugün Sivas’ta toplanan PM ve Genel Başkanlarının yaptığı konuşma eğer orta oyunu değilse aczin telaş maskesi takıp görücüye çıkmasından başkası olamayacaktır. CHP Genel Başkanı dününe küsmüş, çizgisi kırılmış, fikri küflenmiş, Kandil’e çoktan dümen kırmıştır. CHP Genel Başkanı yanılıyor, Türkiye’nin temellerini atan bugünkü CHP falan değildir. Bu CHP’nin Atatürk’ün CHP’siyle en küçük bağ ve bağlantısı kalmamıştır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun Sivas Kongresi ilk kongremiz demesi tükenmişlik sendromudur. Çünkü Sivas Kongresi Türk milletinindir. Sayın Kılıçdaroğlu Sivas Kongresi’ni, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önemli bir aktör (!) olarak ortaya çıktığı bir kongre şeklinde tanımlıyor. Samsun’a kim çıktı? Amasya Genelgesi’ni kim yayınladı? Erzurum Kongresi’ni kim yaptı? Peki Anaftartalar ve Conkbayırı’ında kim vardı? PKK ve HDP’yle kurulan yasak ilişki CHP Genel Başkanı’nı tarihi gerçeklerden koparmış, Sivas’tan Kandil’e savurmuştur. Bu savruluş iflastır.”
Sivas’ta parti meclisini toplayanların hata yaptığını, istismara çanak tuttuğunu belirten MHP Genel Başkanı Bahçeli, asıl toplanacaklarının orası olmadığını, emperyalizmin karanlık kovuğu olduğunu aktardı.
“Neredeyse çıkarmadığı kalmadı”
Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinden beri skandalların göbeğindedir. İstanbul sele maruz kalmışken o Bodrum’da denizdeydi. Hiç kimseyi işten çıkarmayacaktı, neredeyse çıkarmadığı kalmadı, nitekim acımadan ekmekle oynamayı tercih etti. Dahası zam üstüne zamla İstanbullu kardeşlerimizin hayatlarını kararttı. CHP demenin yalan demek olduğunu bariz şekilde ispatladı. Elbette yanlışa imza attı, milli iradeye çamur sıçrattı. Ama HDP’li üç büyükşehir belediye başkanı görevden uzaklaştırılınca birden ayağa kalktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın 31 Ağustos’ta Diyarbakır’da kayyum kararını gaflet ve dalaletle tanımlaması Sivas Kongresi’nin ruhunu yok saymak, mirasını çiğnemektir. Büyük zaferimizin hemen ertesinde, sanki rövanş alır gibi, PKK’lılara destek turuna çıkması zillettir.
Madem Diyarbakır’a gitti gitmesine, evlatları dağa kaçırılan gözü yaşlı anaları da ziyaret etseydi, terörü lanetleseydi. Pençe Harekatı ve Kıran Operasyonu’ndan dolayı kahraman Mehmetçik’e başarılar dileyip dua etseydi. Halay çekip horon tepmesini biliyor da, bunları mı bilmiyor? CHP’li Belediye Başkanı’nın HDP’lileri görünce ‘Aynı yerdeyiz, aynı noktadayız’ itirafı bölücü bir dil, terörü aklamaya çalışan lekeli bir duruş, hıyanete selam duran köhne bir üsluptur. İstanbul’da işler bitti de sıra Diyarbakır’a mı kaldı? CHP, HDP’nin kuluçka yerine yatmıştır.”
“CHP yakasını bölücülere kaptırmıştır”
Ali Galip Sivas Kongresi’ni nasıl dağıtmaya muvaffak olamadıysa, Damat Ferit ve Dahiliye Nazırı Adil Bey nasıl Milli Mücadele kararlılığına boyun eğdiremediyse bugünkü takipçileri ve teminçilerin de aynı şekilde başarısızlığa mahkum olacağını aktaran Bahçeli, “İstanbul’un diyetini Diyarbakır’da ödemeye kalkanların önüne Türk milleti bedel faturasını demokratik olarak ilk fırsatta koyacaktır. Teröristle yatan terörist kalkar. HDP’yle elele tutuşanın yolu Kandil’e açılır. CHP güzergahından sapmış, yakasını bölücülere kaptırmıştır.” ifadelerini kullandı.
Kuva-yı Milliye’nin emanetinin Cumhur İttifakı’nda olduğuna dikkati çeken Devlet Bahçeli, şunları kaydetti:
“Sivas Kongresi’nin şan ve şerefi Cumhur İttifakı’nındır. CHP’nin bu alanlarda dolaşması beyhudedir. Bu partinin anıları şu anda işgal ettiği vahim ve trajik alanla birlikte gömülmüştür. CHP kayış koparmış, dingili kırmıştır. Sivas Kongresi’nde söz alıp konuşan Erzurum Delegesi Hoca Raif Efendi ‘Bizim hedef gayemiz tam istiklal’ demişti. Şu veya bu devletin himayesi altına girmeyi, müzaheret adıyla bile olsa karşı çıkmıştı. CHP ise tamamen Türkiye muhaliflerinin eline geçmiş, kontrolüne girmiştir.
Sivas Kongresi’nin 100. yıldönümünü hürmetle anıyorum. Aziz Atatürk’e, kahraman şehitlerimize, Milli Mücadele’yi fedakarca yerine getiren Türk milletinin asil evlatlarına Allah’tan rahmet diliyor, Türkiye’nin sonsuza kadar yaşayacağını inançla ifade ediyorum. Mücadele ya başarılı olmazsa diyenlere Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cevabını ikazen hatırlatıyorum. ‘Ya başarılı olamazsa demek, o milletin ölmüş olduğuna hükmetmek demektir. Binaenaleyh, millet hayatta kaldıkça ve fedakarca teşebbüsüne devam ettikçe başarısızlık söz konusu olamaz.”
Kaynak: AA