Ne sahtelik Tanrım…!
Henüz bir tek köpek sahibiydim. Kendi köpeğime evlat gibi bakarken, sokakta gördüğüm annesi babası olmayan çocuk gibi gördüğüm sahipsiz köpek ve kediler için ise, içim içimi yiyordu.
Her yıl bütçe zamanı tüm siyasilere ulaşıp, adeta yalvarıyordum, “ne olur bu yılki bütçede artık unutmayın sokak hayvanlarını” diyerek.
Her yıl, her yıl ama her yıl.
Hem Meclis’teki milletvekillerinden bir çoğunu. Hem de tüm bakanların adeta yakasına yapışıyordum.
Kendim için değil!!!
Annesiz babasız çocuk gibi gördüğüm, sahipsiz hayvancıklar için!!!
Onlar için yardım dilendim kendilerinden HER YIL AMA HER YIL BÜTÇE ZAMANI!!!
Yıl 2015. Yine bir bütçe görüşmelerinin başlaması dönemiydi. Dönemin Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş’a ulaştım.
“Bilindiği gibi Hayvan Hakları Yasası geçmiştir. Bu yasaya bağlı olarak 2015 bütçesine, hayvanlar için bir bütçe konması lazım” demişti.
Biz de o yıl Detay gazetesinde “Ölmezlerse seneye!” diye bir manşet atmıştık.
O manşetimizden Serdar Bey hiç etkilenmemiş olacak ki…
Yıl 2020…!
Bugün halen sokak hayvanları için, sokakta perişan olanlar için devletin tek bir faaliyeti dahi yok.
Bütçe mi?
Bütçeye tek kuruş kalem konmadı bir tek yıl bile.
Hal böyle olunca, yıllar aşamasında merhametli, vicdanlı, acıyan, yürek sahibi bazı duyarlı insanlara olan oldu.
Ve seçim arifesinde Serdar Denktaş bey çıkıp Hayvan Refahı Yasasında ihtiyaç duyulan değişiklikler ile ilgili konuları Meclis’e sunduğunu ifade ederek, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nü sadece temenni yapan değil, doğru yönde adımlar atabilmiş birisi olarak kutlamanın huzuru içinde olduğunu söylüyor.
Bazı hayvan derneklerinin isimlerini de telaffuz ederek hayvan severlerin oylarına oynayacak ve ben de susacağım öyle mi?
Yıllarca bütçeye hayvanlar için bir kalem koymayan, defalarca Maliye Bakanlığı yapmış, Başbakan Yardımcılığı yapmış kişi çıkıp benim gibi bir hayvan severin karşısında hayvan severlerin oylarına oynayacak ve ben bunu yutacağım.
Ben buna susarsam açlıktan kıvranarak sokaklarda can veren hayvancıklara ihanet etmiş sayarım kendimi. Eğer buna susarsam hastalıktan ve yaralarından inim inim inleyen hayvancıklar affetmez beni. Ve eğer ki bunu duyup da susarsam en basiti kendime olan öz saygımı yitiririm.
Ne Serdar Denktaş, ne de duyarlı görünen diğer vekillerden bir teki veya bakanlık yapmış herhangi bir siyasi bugüne kadar hayvan haklarını hatırlamamış, hayvanlara canlı gözüyle bakmamış ve her yıl hazırlayıp mecliste onayladıkları bütçeye tek bir kuruş sokak hayvanları için koymamışlardır.
Ve ben de hayvan sever bir gazeteci olarak bu şova susacağım öyle mi?
Çok beklersiniz…!!!
