“ABD’nin Suriye politikası yanlıştı, PKK’nın temsilcisi gibi davrandık”
Bu tespitleri, Hudson Enstitüsü’nün Washington’daki panelinde Barış Pınarı Harekatını masaya yatıran ABD’li isimler yaptı.
ABD başkanlarından George Bush döneminde görev yapan üst düzey isimler, sorunun Obama döneminde ortaya çıktığını belirterek, çözümün Ankara ile diyalogdan geçtiğine vurgu yaptı.
Bush döneminin Savunma Müsteşar Yardımcısı Emekli Tuğgeneral Mark Kimmitt, Suriye politikasının amacından saptırıldığını söyledi.
“Suriye’ye DEAŞ ile savaşmak için askeri strateji ile girdik. Sonra ulus yaratmaya kalktık. Çoğu Kürtlerden oluşan yeni yerleşim ve yapısal alanlar inşa etmeye başladık. Bölgede yerel polis olarak görev yapmak üzere 40 bin yerel güvenlik gücü yarattık. Askeri yetkiler ihlal edildi ve YPG’ye sözler verildi.”
“PKK’nın temsilcisi gibi davrandık”
Kimmitt, Washington’un Suriye politikasının sorunlu olduğunu belirtti, Türkiye’nin operasyonda haklı olduğunu belirtti.
“Türkiye’nin bu askeri operasyonu sürpriz değil. Ankara sınırlarında terör yapılanmasına izin vermeyeceğini yıllardır söylüyordu. 30 kilometre çekilmek yerine savaşma kararı alan YPG gelinen noktadan sorumlu. Bana göre ABD de sorumlu.”
“Bölgedeki karışıklığın yaratılmasında büyük rol oynadık”
Bush döneminin Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Kıdemli Direktörü Michael Doran da Amerika’nın PKK’nın temsilcisi gibi davrandığına işaret etti.
“Suriye’ye, gittik küçük bir grubu alıp Türkiye gibi bir NATO müttefiki ile aynı seviyeye koyduk. Sonra da terör örgütü PKK’nın temsilcisiymişiz gibi davrandık. Savunma Bakanlığı bir anda PKK’yı Türkiye’ye karşı savunur pozisyona düştü. Pentagon, bölgenin yapısını dikkate almadan terörle mücadele için küçük bir ada yarattı. Bu ada YPG’nin kontrolündeki bölgeydi. Bu çok aptalcaydı. İşte sonu bu oldu.”
Doran, Barış Pınarı Harekatı’nı Erdoğan’ın savaşı olarak tanımlayanların büyük yanlış içerisinde olduğunu söyledi.
“Şu an bölgedeki karışıklığın yaratılmasında büyük rol oynadık. Bunu düzeltmenin yolu Ankara ile yeniden iyi bağlar kurmak. Er ya da geç biz gideceğiz, Türkiye ise ebediyen orada kalacak.”
Kaynak: TRT Haber