Rum Hükümet Sözcüsü Marios Pelekanos, 1960 Anayasası’na dönüş önerisinin, taraflar arasındaki diyalogun yeniden başlaması için yapıldığını söyledi.
Alithia gazetesine röportaj veren Pelekanos, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in 25 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a verdiği yazılı yanıtın, 14 KKTC’li yetkilinin pasaportlarının iptal edilmesi kararının ardından yaptığı açıklamaların ve Çarşamba günkü Ulusal Konsey toplantısından sonraki ifadelerin gayet açık olduğunu kaydetti.
Rum tarafının, Kıbrıs sorununun Doruk Anlaşmaları, BM kararları ve AB Müktesebatı ile belirlenen çözüm çerçevesine dair tezine bağlı olduğunu belirten Pelekanos, Anastasiadis’in bir kez daha inisiyatif üstlenerek söz konusu öneriyi, diyalog başlatmak adına yaptığını ifade etti.
Pelekanos, Türk tarafının bu öneriyi reddettiğini ve diyaloga dönmek için, BM Güvenlik Konseyi kararları dışında olan, iki devletli çözüme hizmet eden eşit egemen hakların tanınmasında ısrarcı olduğunu söyledi.
Rum Hükümeti’nin Maraş’taki Türk eylemleriyle ilgili atacağı adımlar için ilerleyen dönemde meydana gelecek gelişmeleri beklediklerini belirten Pelekanos, Beşinci Devletlerarası Başvuru’ya atıfta bulunarak, Eylül sonu da AB Dışişleri Bakanları Konseyi ve akabinde BM Genel Kurulu’nun yapılacağına işaret etti.
Habere göre Pelekanos, Rum tarafının diplomatik düzeydeki çabalarına yoğun şekilde devam ettiğini ve tüm olguları değerlendirmekte olduğunu; gelişmelere göre de bazı kararlar alınıp birtakım faaliyetlerde bulunacaklarını kaydetti.
Anastasiadis’e, Kıbrıs sorununu birlikte çözebilme olasılığı bulunan Dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı desteklemediği yönünde yapılan eleştirilere de yanıt veren Pelekanos, Anastasiadis’in müzakere sürecinde Akıncı ile oldukça verimli bir işbirliği olduğunu ve bunun da kendilerini Crans Montana’daki beşli konferansa götürdüğünü; ancak burada Türkiye’nin müdahale hakkında ve garantilerde ısrarcı olduğunu savundu.
Pelekanos, Anastasiadis ile Akıncı’nın 25 Kasım 2019’da müzakerelerin yeniden başlamasıyla ilgili çerçeveye dair anlaşmaya varmasının tarihi bir olgu olduğunu; ancak bunu, seçim sürecinin izlediğini ve yeni bir Kıbrıs Türk liderliğinin doğduğunu söyledi.
14 Kıbrıslı Türk’ün pasaportunun iptal edilmesiyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Pelekanos, bu konuda tek bir parti dışında hiçbir partinin itiraz etmediğini ve birkaç gün önce yapılan kamuoyu yoklamasında da, Hükümet’in aldığı bu kararın doğruluğunun teyit edildiğini ifade etti.
Kararın, Kıbrıs Türk liderliğine birçok mesaj gönderen sembolik bir eylem olduğunu belirten Pelekanos, Türkiye ile Kıbrıslı Türk liderin Maraş’la ilgili eylemleri ve Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesine ilişkin kabul edilemez tezlerine yanıt teşkil ettiğini kaydetti.
Pelekanos, müzakerelerin yeniden başlama perspektifiyle ilgili olarak ise, şu anda birbiriyle tamamen ters hareket eden iki taraf bulunduğunu, Rum tarafının çıkmazı aşmak ve diyalogu yeniden başlatmak için önerilerle gelmesine rağmen Türkiye ile Türk tarafının egemenlik haklarının tanınmasıyla ilgili tezini, müzakere masasına dönmek için şart koştuğunu ve bununla birlikte eylemleriyle Maraş’taki statükoyu değiştirme arzusunda olduğunu söyledi.
Habere göre Pelekanos, Rum tarafının elindeki tüm yasal araçları kullanarak “Türk uzlaşmazlığını” aşmak, müzakere masasına geri dönmek ve Maraş’ta yeni oldu-bittileri önlemek için çabalamaktan vazgeçmeyeceğini de vurguladı.
Kıbrıs davasının Rum tarafı ile uluslararası toplum istemediği sürece kapanmayacağını belirten Pelekanos, UNFICYP’in görev süresinin uzatılmasını, AB üyesi 27 ülkenin son açıklamasını ve Cenevre’deki son gayrı resmi konferansta BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “Vazgeçmiyorum” şeklindeki açıklamasını örnek gösterdi.