- Advertisement -spot_img
Ana SayfaKıbrısHala vakit var

Hala vakit var

- Advertisement -spot_img

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Önerdiğim olağanüstü durumu bir daha düşünmek mümkündür” dedi, yurttaşlardan olağanüstü durumun gerektirdiği hal ve tavra girmesini önerdi

İTALYA ÖRNEĞİ: Cumhurbaşkanı Akıncı, koronavirüsün dünyayı tehdidi altına aldığını ancak İtalya’nın durumuna düşmemek için henüz geç kalınmadığını belirtti. Akıncı, “bu gecikmenin önüne geçmek, ortak akılla hareket etmek mümkündür… Önerdiğim olağanüstü durumu bir daha düşünmek mümkündür” dedi

SEÇİM OLGUSU: Cumhurbaşkanı Akıncı, konuyu seçim telaşıyla ilişkilendirmeye çalışanlara da mesaj verdi. Akıncı: Seçim olgusu, içinde bulunduğumuz koşullarda asla bizim gündemimizin bir maddesi değildir, olamaz. Bu belayı def etmeden, başka bir konuyu düşünmekte kendimizde hak görmüyoruz

 

 

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, önerdiği olağanüstü durumu bir daha düşünmek gerektiğini ancak bu durum olmayacaksa yurttaşlara olağanüstü durumun gerektirdiği hal ve tavra girmesini önerdi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, halka yaptığı seslenişte, “İçinden geçmekte olduğumuz koşulları dikkate aldığımızda olağanüstü günler yaşıyoruz, dünya sağlığı tehlikede. Koronavirüs dünyayı tehdidi altına aldı” diye konuştu.

“Bizler de İtalya’nın durumuna düşmemek için henüz geç kalmadık. Bu gecikmenin önüne geçmek, ortak akılla hareket etmek mümkündür… Benim önerdiğim olağanüstü durumu bir daha düşünmek mümkündür” diye konuşan Cumhurbaşkanı Akıncı, yurttaşlardan olağanüstü durumun gerektirdiği hal ve tavra girmesini önerdi

Cumhurbaşkanı Akıncı, Bakanlar Kurulu’nda önerdiği olağanüstü durumun, Anayasada yer alan ve salgın hastalık tehlikesine karşı sadece toplumu sağlığını korumaya yönelik tedbirlerin alınmasını hızlı bir şekilde mümkün kılacak olan bir öneri olduğunu anımsattı. Bunun, Cumhurbaşkanı’nı, hükümet ve meclisi ortak akılla hareket etmeye yönlendirecek çerçeve olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında toplanacak olan bakanlar kurulunun alacağı kararlarla, çok seri biçimde sağlığı ilgilendiren konurlarda kararlar üretilebilir. Meclis’in de reddetmemesiyle bunlar hızlı bir şekilde yürürlüğe girer” dedi.

“Demokratik hak ve özgürlükleri, insan haklarını en başta düşünen kişilerden biriyim. Ben toplumumun daha özgür, daha demokratik haklara sahip, insan haklarının geliştiği bir ülkede yaşamasını arzu ediyorum” diyen Cumhurbaşkanı, demokratik hak ve özgürlüklerle insan haklarını kısıtlamak gibi bir düşüncenin asla aklının ucundan bile geçmediğini vurguladı.

“Böylesi bir konuyu, seçim telaşıyla ilişkilendirmeye çalışan arkadaşlarımız da ne yazık ki çıktı” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı şöyle devam etti:

 

“Şunu herkesin çok iyi bilmesini arzu ediyorum; seçim olgusu, şu an içinde bulunduğumuz koşullarda asla bizim gündemimizin bir maddesi değildir ve asla gündemimizin bir maddesi olamaz. Bu belayı def etmeden, toplumumuzun sağlığını bu tehditten kurtarmadan başka bir konuyu düşünmekte kendimizde hak görmüyoruz.”

 

Kıbrıslı Türklerin de salgından nasibin aldığını belirten Cumhurbaşkanı, 3 Şubat tarihinde bu tehlikenin gelmekte olduğunu gördüğünü, Rum Lider Anastasiadis’e telefon ederek İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi’nin Ledra Palace’ta toplanmasını sağladığını kaydederek, “Hatırlayacaksınız, o gün ne güneyde ne de kuzeyde bir tek vaka bile yoktu. O nedenle, İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi’nin sağlıkta uzman üyelerinin hemen hemen hepsi ara bölgedeki giriş-çıkış kapılarında değil; ülkeye giriş çıkışta kullanılan hava ve deniz limanlarında tedbirli olmamamız gerektiğini, çok ciddi ve sıkı önlemler alınmasını salık vermişlerdi” dedi.

 

Kıbrıs özelinde salgında artık ikinci aşamada olunduğunu, tedbirler alınmasına, gerek kuzey gerekse güneyde son bir iki gün içerisinde bütün yabancı ülke vatandaşlarının Kıbrıs’a gelişleri yasaklanmış olmasına rağmen Korona virüsün Kıbrıs’a ulaştığını söyleyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bu saatten sonra alınması gereken tedbirlerin daha da sıkı olması gerektiğini ifade etti.

 

“Benim önerdiğim olağan üstü durum”

Cumhurbaşkanı şöyle devam etti:

 

“İçimizde daha kapalı ve izole yaşamı iki haftalığına da olsa yaşamak durumundayız. Bu gerçeğin ışığında, uzman hekimlerin ve sağlık görevlilerinin yapmış olduğu öneriler doğrultusunda Cuma akşamı Bakanlar Kurulu’na olağan üstü toplantıya çağırdım. Orada yaptığımız toplantı boyunca olağanüstü durum ilanının neden gerekli olduğunu izah etmeye çalıştım. Benim önerdiğim olağan üstü durum, anayasamızda yer alan ve salgın hastalık tehlikesine karşı sırf toplumumuzun sağlığını korumaya yönelik tedbirlerin alınmasını hızlı bir şekilde mümkün kılacak olan, Cumhurbaşkanı’nı, hükümet ve meclisi ortak akılla hareket etmeye yönlendirecek olan bir çerçevedir. Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında toplanacak olan bakanlar kurulunun alacağı kararlarla, çok seri biçimde sağlığı ilgilendiren konurlarda kararlar üretilebilir. Meclis’in de reddetmemesiyle bunlar hızlı bir şekilde yürürlüğe girer.”

 

“Seçim olgusu, şu an asla bizim gündemimizin bir maddesi değildir”

 

Hükümetin, şu anda olağanüstü durum ilan edilmesini gerekli görmediğini, iki gündür olağan üstü duruma yakın tedbirler alabileceğini düşünerek çeşitli kararlar aldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, şunları ifade etti:

 

“Bu kararları küçümsemiyorum, elbette yararları olacaktır ancak bizler attığımız her adımın Anayasal ve hukuki zeminde olmasına dikkat etmek zorundayız. Değerli hukukçuların aldığım görüşleri vardır; bir takım kararlarda anayasal ve yasal boşluklar olduğunu söylemektedirler o nedenle bunlara hiç fırsat vermeden, halkımızın sağlığını koruyacak tedbirleri anayasal ve yasal zeminde alma kararlılığını sürdürmemiz gerekmektedir. Bir konuya daha aydınlık getirmek isterim ki o da Türkiye’deki OHAL uygulamalarıyla ilgili yapılmaya çalışıla benzetmelerdir. Benim önerdiğim olağanüstü durum hakkındaki talep asla ve asla OHAL ile ilişkilendirilemez. Kimisi 12 Eylül 1980 rejimiyle de bunu ilişkilendirmeye çalıştı ki bunun uzaktan yakından ilgi ve ilişkisi asla söz konusu olamaz. Demokratik hak ve özgürlükleri, insan haklarını en başta düşünen kişilerden biriyim. Ben toplumumun daha özgür, daha demokratik haklara sahip, insan haklarının geliştiği bir ülkede yaşamasını arzu ediyorum. Onları kısıtlamak gibi bir düşüncem asla aklımın ucundan bile geçmez. Böylesi bir konuyu, seçim telaşıyla ilişkilendirmeye çalışan arkadaşlarımız da ne yazık ki çıktı. Şunu herkesin çok iyi bilmesini arzu ediyorum; seçim olgusu, şu an içinde bulunduğumuz koşullarda asla bizim gündemimizin bir maddesi değildir ve asla gündemimizin bir maddesi olamaz. Bu belayı def etmeden, toplumumuzun sağlığını bu tehditten kurtarmadan başka bir konuyu düşünmekte kendimizde hak görmüyoruz. Daha bu konu gündeme gelir gelmez, seçim çalışmalarıyla ilgili bütün kitle toplantılarını, yemek organizasyonlarını bir çırpıda ortadan kaldırıp ileriki bir tarihe erteleyen biz olduk. Bu tutumumuzu sürdüreceğiz.”

 

“Hükümetin almış olduğu kararlara yeterince uyulmadı.”

 

Hükümetin almış olduğu kararlara yeterince uyulmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı, marketlerin tıka basa dolu olduğu, insanların evlerinde oturmakta isteksiz davrandığını gözlemlediğini belirterek, bazı cafe, restoran ve serbest işletmelerde de insan yoğunlukları yaşandığını vurguladı. Halka yaptığı çağrıya uyarak iki gündür çalışmalarını ve alınması gereken kararlarını evinden yürüttüğünü, arkadaşlarıyla temaslarını iletişim araçlarıyla kurduğunu belirten Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bu süreçte halkın da bu tutuma girmesinde büyük yarar olacağının altını çizdi.

 

Ortak akılla davranarak, zaruri durumlarda insanlara elzem ihtiyaçlarını karşılayabilecek organizayonların oluşturulabileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı,  belediyeler, Sivil Savunma ve Polis teşkilatı ile askeri birliklerden destek alınarak organize olunarak, insanlara evlerinde zaruri ihtiyaç ve ilaçlarını sağlayacak mekanizmaların oluşturulabileceğini kaydetti.

 

“İnsan temasını asgariye indirmek zorunludur.”

 

Bugün gelinen aşama insan temasını asgariye indirmeyi zorunlu kıldığını belirten Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, dıştan gelişleri durdurmanın önemli bir adım olduğunu, yurtdışından gelen Kıbrıslıların

 

14 günlük karantina süresinde ailelerine de bu virüsü bulaştırmamalarının öneminin altını çizerek bu açıdan da örgütlenmenin önemli olduğunu kaydetti. Karantina altındaki otellerle iletişim içinde bulunduğunu ve otellerin bir tanesinde durumun iyiye gittiğini öğrendiğini söyleyen Cumhurbaşkanı, karantina altındaki diğer otelde bazı sıkıntılar olduğunu ve bu konuda temasların devam ettiğini belirtti.

 

Cumhurbaşkanlığı ekiplerinin AB, BM ve UNDP ile sürekli temas halinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, tedavi amaçlı ihtiyaçların olabileceği düşüncesiyle yapılabilecek sağlık yardımlarını temin etmek için AB, BM ve UNDP ile sürekli iletişim halinde olunduğunu kaydetti.

 

Şu anda yurttaşlar arasında kendilerinin dahi farkında olmadıkları virüs taşıyıcılığı olabileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı, bu noktada insan yoğunluklarının olduğu mekanlara gitmemenin en başlıca görev olduğunu ifade etti. 6 olan vaka sayısının daha da artabileceğini belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, artışların minimumda olmasını sağlamanın elimizde olduğunu söyledi.

 

“İtalya’nın durumuna düşmemek için henüz geç kalmadık.”

 

Çin’den gelen haberlerin vaka ve bu hastalıktan yaşamını kaybedenlerin sayılarında düşüş olduğu ve Nisan ayı itibarı ile hastanelerde bu hastalıktan insan olmayacağı yönünde olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Akıncı, Çin’in bu duruma zamanında, sıkı ve katı kurallarla ulaştığının altını çizdi.

 

“Bizler de İtalya’nın durumuna düşmemek için henüz geç kalmadık. Bu gecikmenin önüne geçmek, ortak akılla hareket etmek mümkündür… Benim önerdiğim olağanüstü durumu bir daha düşünmek mümkündür” diye konuşan Cumhurbaşkanı, bu durum olmayacaksa bile olağanüstü durumun gerektirdiği hal tavrına yurttaşların girmesini önerdi. Dünya’nın iki büyük dünya savaşında birbirlerini öldürdüklerini, bugün yine bir dünya savaşı içerisinde olunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı, “Bu kez insanlık, bir ortak düşmana, bir virüse karşı savaşıyor. Tüm cephelerde herkes üzerine düşen görevi yaparsa; bu savaşı elbirliğiyle kazanacağız. Bundan hiçbir tereddüttüm yok. Kuzey Kıbrıs cephesinde de bizler de üzerimize düşen görevi yapmalıyız. Hepinize sağlıklı bir gelecek diliyorum”.

 

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
Stay Connected
16,985BeğenenlerBeğen
2,458TakipçilerTakip Et
61,453AboneAbone Ol
Must Read
- Advertisement -spot_img
Related News
- Advertisement -spot_img

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz