Doç. Dr. Yüksel Ürün, 3. Ulusal İmmünoterapi ve Onkoloji Kongresi için geldiği Antalya’da, toplumda son yıllarda kanserle ilgili farkındalığın arttığını gördüklerini söyledi.
Kasımın akciğer kanseri için farkındalık ayı olduğunu anlatan Ürün, akciğer kanserine bağlı ölümlerin üçte birinin sigaranın bırakılmasıyla engellenebildiğini dile getirdi.
Doç. Dr. Ürün, sigaranın sadece akciğer değil mesane, böbrek ve meme gibi birçok kanserin oluşmasında rol aldığını vurgulayarak, dünyada belli ülkelerde prostat kanserinin, erkeklerde görülen ilk kanser türü olduğunu belirtti.
“Sigara en az 14-15 kanser tipi için risk faktörü”
Erkeklerde kansere bağlı ölümlerin en önemli nedenini oluşturan akciğer kanserinin, metastatik olduktan sonra tamamen tedavi edilemeyeceğine vurgu yapan Ürün, “Akciğer kanseriyle ilgili söyleyeceğimiz en önemli şeylerin başında engelleyici faktörler geliyor. Yani sigaradan uzak durulması, yaşam tarzının buna uygun hale getirilmesi lazım. Sigaranın en önemli risk faktörü olduğu kanser türü akciğer kanseridir. Sigara en az 14-15 kanser tipi için risk faktörü. Bu anlamda sigarayla mücadele son derece önemli” diye konuştu.
Yüksel Ürün, immünoterapinin son yıllardaki önemli gelişmelerin başında geldiğine değinerek, özellikle akciğer kanseri için kemoterapide elde edilen yanıtların sınırlı olduğunu ancak immünoterapide hastaların tamamında olmasa bile olumlu sonuçlar alındığını dile getirdi.
“Ciddi bilgi kirliliği var”
Hasta bilgilendirme platformlarının özellikle internet çağında önemli olduğunu belirten Ürün, derneklerinin de bilgilendirme platformlarının olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Yüksel Ürün, internetteki bilgi kirliliğine dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
“Hastaları, sadece reklam amaçlı ya da yanlış yönlendirici bilgilerden ziyade gerçekten profesyonellerce hazırlanmış ve hastalıklara gerçek anlamda katkı sunacak, doğru bilgileri verecek ortamlara yönlendirmek son derece önemli. Çünkü bu anlamda ciddi bilgi kirliliği var. Acıyı çok yiyenlerin kansere yakalanma riskinin azalması gibi kanserlerle acı arasında bir ilişki söz konusu değil. Acıyı kanserli bir hastanın yemesinde de engel yok. Acı yemekle kanser arasında bir ilişki yok. Lifli gıdalar genel olarak bağırsak kanserlerinin görülme sıklığını azaltabilir. Her anlamda biz genel olarak beslenmede bol lifli gıda tüketilmesini hem hastalarımıza hem de sağlıklı kişilere önerebiliriz.”
Giderek daha iyi tedavi sonuçları alınan kanserle mücadelede, daha başarılı olunan bir döneme gidildiğinin altını çizen Ürün, ortaya çıkmadan veya ileri aşamaya geçmeden kanserle mücadele etmenin en önemli basamak olduğuna işaret etti.
Kaynak: AA