AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK toplantısı devam ederken gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
‘Atatürk’e yönelik çirkin yayın kabul edilemez’
Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük karalama kampanyası, neredeyse Almanya basınında bir yıl içerisinde çok önemli bir yer tutuyor. Tabii ki Kurucu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırasına yapılan bu saygısızlığı hiçbir suretle kabul etmemiz mümkün değil. Bunu en şiddetli şekilde kınadığımızı belirtiyoruz ve şunu ifade etmek isteriz o yapılan yayının, o çirkin ifadelerin kesinlikle basın özgürlüğü ile bir ilgisi yoktur. Burada yapılan hakaretler doğrudan milletimize ve devletimize yapılmıştır. Gereğinin yapılması için de ilgili bakanlıklarımız faaliyete geçecektir aynı şekilde de oradaki vatandaşlarımız, STK’larımız da gereken tepkiyi göstermektedir.
Devletimizin kurucusuna, Atatürk’e dönük saygının gösterilmesi bir entellektüel egzersiz konusu değildir. Bu konuda herkesin gereken hassasiyete sahip olmasını bekliyoruz. Almanya’daki vatandaşlarımız da oranın vatandaşı olan soydaşlarımız var. Onların da vergileriyle yayın yapan bir kamu yayın kuruluşu bu. Bu yayının herhangi bir şekilde temel değerlerimize bir saldırı şeklinde asla tezahür etmemesi gerekir. Bir de tabii orada son derece planlı ve düzenli bir şekilde başka mahfillerde gördüğümüz şekilde Atatürk ile Alevi vatandaşlarımızı karşı karşıya getirme şeklinde çirkin bir provokasyona imza atılıyor. Bu yayın kuruluşu derhal Atatürk’ün manevi şahsiyetinden ve milletimizden özür dilemeli.
“Enes gözlerinden öpüyoruz”
NATO zirvesinden dönerken hepimizi üzen bir olay yaşandı. Biliyorsunuz Güngören Belediyesi’nde bir kardeşimize belediye başkan yardımcısının çirkin bir davranışı söz konusu oldu. Enes kardeşimize dönük bu çirkin davranış biçimi hepimize fevkalade üzmüştür. Buradan AK Parti MKYK’sından Enes’e sesleniyorum, Enes gözlerinden öpüyoruz, sana sevgilerimizi iletiyoruz. Seninle beraberiz, sana yapılan bu çirkin davranışı hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Bu belediye başkan yardımcısı görevden alınmıştır. İnsanlık dışı bir davranış söz konusu olmuştur, herhangi bir yerde bir amir memur ilişkisi içerisinde doğru bulunmayan bir konu varsa bunun nasıl değerlendirileceği, buna dönük nasıl bir girişim yapılacağı kurallarla bellidir ama genç bir insanı bu şekilde, onurunu kıracak şekilde cezalandırma biçimi o genç insana bir zarar vermez bunu yapanın sicilini ortaya koyar. Bu belediye başkanlığından istifa eden şahsın, Belediye Meclis Üyeliği söz konusu. Hiçbir şekilde Belediye Meclis Üyeliğine devam etmesinde uygun bulmuyoruz. Belediye başkan yardımcılığından sonra bu görevden ayrılması gerektiğini değerlendiriyoruz.
“Ceren’i kaybetmekle birlikte hepimiz insanlığımızdan bir parçayı kaybettik”
Ceren’i kaybetmekle birlikte hepimiz insanlığımızdan bir parçayı kaybettik. Son derece üzücü bir şey, hepimizin kahrolduğu bir kayıp bu. Biraz önce Sayın Cumhurbaşkanımız da annesi ve babası ile görüştü. Bundan sonraki süreçte Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız süreceğe müdahil olmuştur. Bu kişinin en ağır cezayı alması için Bakanlığımız olaya müdahildir. Sayın Adalet Bakanımız gereken soruşturmaların başladığını, o cezaevi yönetimiyle ilgili bir zaaf var mıdır, eksik, ihmal var mıdır, bunlarla ilgili olarak gereken araştırmalar yapıldıktan sonra paylaşılacaktır.
Siyaset kurumu olarak üzerimize düşen görevi fazlasıyla yapmaya gayret ediyoruz. Kuşkusuz partiler üstü bir meseledir, kuşkusuz siyasetin yapması gereken işler var, partilerin yapması gereken işler var, toplumun her kesiminin yapması gereken işler var. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu şiddet meselesiyle kadına dönük şiddetle ilgili olarak mücadele konusundaki talimatları çok nettir. En önemli yasal tedbirler alınacaktır, gereken mekanizmalar devreye sokulacaktır ama en önemlisi kültürel, ahlaki hassasiyetlerin giderek daha da güçlenmesi daha da pekiştirilmesi için şiddetin toplumun, toplum hayatının her alanından uzaklaştırılması özellikle kadına dönük şiddete özel bir mücadele biçiminin geliştirilmesi için gereken hassasiyetlerin oluşturulması gerekiyor. Ceren’in vasiyetine uyarak kendisine bir kere daha doğum gününü kutlayarak rahmetle anıyoruz. Hepimiz için çok acı bir kayıp, sözün bittiği yer denilebilecek bir noktadır burası.
“NATO Zirvesinde herkes Türkiye’nin vazgeçilmezliğine vurgu yaptı”
Cumhurbaşkanımızın NATO Toplantısı ile ilgili hem Türkiye’nin tezlerinin hem NATO ülkelerine hem de uluslararası kamuoyuna anlatılması bakımından partinin yapması gereken çalışmalar konusunda da ayrı talimatları oldu. Londra’da dörtlü Suriye Zirvesi’nde Cumhurbaşkanımız, liderlere Güvenli Bölge planını anlattı, diğer toplantı şubat ayı içinde gerçekleşecektir. Türkiye, NATO’nun bünyesinde parlak bir geçmişe sahiptir. Zirvede herkes Türkiye’nin vazgeçilmezliğine vurgu yaptı. Macron, Türkiye’nin NATO içerisindeki gücünün farkında. Asıl sorgulanması gerekenin Fransa olduğu ortadadır. Fransa, üzerine düşeni yapmayıp diğer ülkeleri eleştiriyor.
İnfaz yasasında düzenleme
Her yasal düzenlemenin sonrasında ortaya çıkan toplumsal eylemleri, o toplumsal eylemlerin öncesindeki yasal düzenlemeye bağlarsanız, hiç kimse yasa çıkaramaz. Hiç kimse ne kanun çıkarabilir, ne KHK çıkarabilir. Yani burada böyle bir olaydan bile Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef almaya dönük bir yaklaşım ortaya konulmasını doğrusu sadece ayıplamak durumundayım. Buna siyasi olarak verilecek bir cevap da yok. Burada yasal düzenlemeleri, yönetmelikleri eleştirebilir ama böyle bir mantık silsilesi kurulması, hastalıklı bir zihinden başka bir şeyin ürünü olamaz. Bu yasal düzenlemeler, dünyanın her yerinde kapalı, açık cezaevi var ve dünyanın her yerinde Türkiye’de de aynı şekilde kapalı cezaevinden, açık cezaevine geçişin çeşitli koşulları var, kanunlarla, yönetmeliklerle düzenlenen. KHK ile düzenlenen ise 15 Temmuz’daki darbe girişiminden sonraki yoğunlaşma neticesinde bir kereliğine yapılmış bir disiplin affı ile ilgili bir mesele. Bu son olayla da onun bir alakası yok. Alaka kurulması da bu yasal düzenlemelerin neticesiymiş gibi bu eylemler, çok yanlış bir şey. Bu hem yüce Meclisin iradesine, hem Cumhurbaşkanlığı makamının iradesine dönük bir saygısızlıktır ve böyle bir acı yaşanırken de bunun istismarıdır. Dünyanın her yerinde ve Türkiye’de kapalı cezaevinden açık cezaevine geçişin şartları ve kuralları var. Bunlar da zaman geçtiği zaman yeniden düzenlenir. Şu anda da zaten bu bütün bu konuları bir sistem bütünlüğü içerisinde, yani teker teker alarak değil bir sistem bütünlüğü içerisinde, yeniden nasıl değerlendirebiliriz diye bir çalışma zaten Adalet Bakanlığı tarafından yürütülüyor.
Asgari ücret görüşmeleri
Çeşitli belgelerde, siyasi süreçlerde, çeşitli müzakere zeminlerinde ortak bir noktada çözüm bulunmasıyla ilgili olarak bir yaklaşım var. Bakanlığın yaklaşımı da burada sosyal taraflarla bütün bu hadisenin bileşenleriyle mümkün olan azami noktaları yakalayabilmek, ortak bir nokta çıkarabilmek. Eminim ki bütün taraflar optimum, herkes için faydalı olan bir noktada hem sistemin sürdürebilmesi hem kendileri açısından yararlı gördükleri bir noktaya ulaşabilme açısından bunu da aynı mutabakatla gerçekleştirirler, diye bir umudumuz var. Mutabakat olmadığı zaman da nasıl mekanizmalar olduğunu biliyoruz. Mekanizmalar, sürecin nasıl işleyeceği açıktır. Şu anda Bakanlığımızın da bu konuda büyük bir hassasiyet gösterdiğini biliyorum. Mümkün olan en iyi mutabakatı aramak, belli bir diyalogla bu noktaya ulaşmak şeklinde.
Kaynak: TRT Haber, AA