Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinden (OHCHR) Cammu Keşmir’de yaşanan sorunla ilgili BM insan hakları uzmanlarından David Kaye, Michel Forst, Bernard Duhaime, Clement Nyaletsossi Voule ve Agnes Callamard’ın imzasını taşıyan yazılı açıklama yapıldı.
Hindistan Parlamentosunun, Cammu Keşmir’in anayasal himayedeki özel statüsünü iptal etmesinin ve hükümet tarafından bölgede alınan önlemlerin gerginliği daha da artıracağı yönündeki endişe ifade edildi.
İnternet ve telekomünikasyon ağlarının, hükümet tarafından mazeret gösterilmeden kapatılmasının zorunluluk ve orantılılık açısından tutarsız olduğu vurgulanan açıklamada, yaklaşık 20 gündür bölgede süren ifade özgürlüğü, bilgiye erişim ve barışçıl protestolara ilişkin kısıtlamaların kaldırılması için Hindistan hükümetine çağrıda bulunuldu.
“Cammu Keşmir’e getirilen kısıtlamalar doğal olarak orantısız”
Cammu Keşmir’de, 4 Ağustos’tan bu yana aralarında internet erişimi, mobil telefon ağı ve bölge merkezli televizyon kanallarına ilişkin iletişim ve yayın hizmetlerinde kesintinin yaşandığı anımsatılan açıklamada, iletişim alanında yapılan karartma, “Cammu Keşmir halkını toplu olarak cezalandırmaktır” şeklinde nitelendirildi.
Açıklamada, hükümetin, Cammu Keşmir’de sokağa çıkma yasağı getirdiği, bölgeye çok sayıda güvenlik kuvveti göndererek, Keşmir Vadisi’ndeki hareket özgürlüğünü ve barışçıl toplanmaları engellediği kaydedildi.
Aralarında bölgedeki siyasi liderlerin, gazetecilerin, insan hakları savunucularının, göstericilerin ve bölge halkından kişilerin bulunduğu tutuklamalardaki artışa işaret edilen açıklamada, “Hindistanlı yetkililere, hükümet tarafından Cammu Keşmir’e getirilen kısıtlamaların doğal olarak orantısız olduklarını hatırlatıyoruz.” değerlendirmesinde bulunuldu.
“Tutuklamalar, ciddi insan hakları ihlalleri oluşturabilir”
Açıklamada, güvenlik güçlerinin hanelere düzenlediği gece operasyonlarıyla gençleri tutukladığına ilişkin raporlardan derin endişe duyulduğu vurgulanırken, “Bu tutuklamalar, ciddi insan hakları ihlalleri oluşturabilir. İddialar, yetkililer tarafından ayrıntılı şekilde soruşturulmalıdır. Bu doğrulandığı takdirde de sorumlular hesap vermelidir.” ifadeleri kullanıldı.
Göstericilere karşı yaşam hakkı ihlallerine yol açabilecek gerçek mühimmat kullanımı konusunda ciddi endişelerini ifade eden uzmanlar, Hindistan’ın protesto gösterilerinde gerekli olan “minimum gücü” kullanma sorumluluğu taşıdığını hatırlattı.
Hindistan, Cammu Keşmir’in özel statüsünü kaldırdı
Hindistan, Anayasa’nın yarım asırdan uzun süredir Cammu Keşmir’e ayrıcalık tanıyan 370’inci maddesini iptal ederek, bölgenin özel statülü yapısını ortadan kaldırmıştı.
Cammu Keşmir’i iki birlik toprağına ayıran “Cammu ve Keşmir’in Yeniden Yapılandırılması Teklifi”, önce federal parlamentonun üst kanadı Rajya Sabha’da (Eyaletler Meclisi), daha sonra da federal parlamentonun alt kanadı Lok Sabha’da (Halk Meclisi) kabul edilmişti.
Hindistan’ın 1947’de İngiltere’den bağımsızlığını kazandığı günden bu yana Cammu Keşmir, kendi yasalarını çıkarabilen ayrıcalıklı bir konumdaydı. Bu özel statü, yabancıların bölgeye yerleşmesine ve mülk edinmesine izin vermeyen vatandaşlık yasasını da içeriyordu.
Seçim kampanyası döneminde yaptığı konuşmalarda Cammu Keşmir’in özel statüsünün kaldırılacağına dair söz veren Hindistan Başbakanı Narendra Modi liderliğindeki milliyetçi Hindistan Halk Partisi hükümeti, bağımsızlık sonrası bölgeye tanınan otonom yapıyı, verdiği kararla ortadan kaldırarak, Cammu Keşmir’in ayrıcalıklı konumuna son vermişti.
BM Güvenlik Konseyinin (BMGK) 1948’den itibaren aldığı kararlarda Keşmir’in askerden arındırılması ve geleceğinin halkoyuyla belirlenmesi gerektiği belirtiliyor.
Hindistan halk oylamasına sıcak bakmazken, Pakistan BMGK kararlarının uygulanmasını istiyor.
Kaynak: AA