Karadeniz Bölgesi’ne 3 yıl önce Gürcistan üzerinden geldiği belirtilen, fındık başta olmak üzere birçok tarım ürününde verimi ve kaliteyi düşürdüğü tespit edilen kahverengi kokarcadan kurtulmanın yolları aranıyor.
Günde 30 kilometre yol kateden böcekler, yapraklarını yediği suyunu emdiği fındık ağaçlarının kökünü kurutuyor. Tek seferde 28 yumurta bırakan zararlı sezon boyunca 3 bin yumurta üretebiliyor.
Böcekten kurtulmanın yollarını bulmak için konferans düzenlendi
İstanbul’da ‘Türkiye ve Akdeniz Ülkeleri Tarımı İçin Potansiyel Tehdit: Kahverengi Kokarca’ başlıklı bir konferans düzenledi.
Tarım ve Orman Bakanlığı Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanı Dr. Suat Kaymak’ın da katıldığı konferansta, Türkiye’den ve dünyadan uzmanlar, sadece fındık değil 300’den fazla meyve ve bitkiye zarar veren bu istilacı böcekten kurtulmanın yollarını ele aldı.
İstilacı böceğe karşı her türlü çalışmaya ve araştırmaya destek vereceklerini söyleyen Kaymak, “Dünya fındık üretimi ihtiyacının yüzde 70’ini karşılıyoruz. Büyük çoğunluğu Karadeniz bölgesinde olmak üzere 39 ilde 700 bin hektar alanda üretim yapıyoruz. Fındığın verim ve kalitesini etkileyen zararlı organizmalar var. Kahverengi kokarca da bunlardan birisidir. Böcekle Türkiye 2017 yılında tanıştı ama hızla yayılma potansiyeli gösteriyor” dedi.
Bakanlık proje başlattı
Kahverengi kokarcanın Artvin’den ülkeye giriş yaptığını belirten Kaymak, şöyle konuştu:
“Hızlı bir şekilde biyolojik dönemlerini belirleyerek popülasyon dağılımlarını incelemek için proje başlattık. Proje kapsamında 6 ilde 46 ilçede 136 lokasyonda bir program hayata geçirdik. Programla gördük ki zararlı böceğin popülasyonu 2018 yılında Artvin ve Rize’de arttı. 2019 yılında ise Trabzon, Giresun, Samsun hatta Yalova’nın içinde bulunduğu 6 ilde hızla yayıldığı tespit edildi.”
Hasarlı fındık oranı yüzde 20
İstilacı böceğin fındık başta olmak üzere narenciye, üzüm, Trabzon hurması, mısır, domates ve biber için büyük tehlike teşkil ettiğini vurgulayan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümünden Prof. Dr. Celal Tuncer, “2019 yılındaki verilerimize göre popülasyon henüz yeni olmasına rağmen Artvin bölgesinde hasarlı fındık oranı yüzde 20’yi buldu. Bu bize önümüzdeki yıllarda verim ve kaliteyi yüzde 50’lere varacak oranda düşüreceğini gösteriyor. Erken dönemdeki zararıyla verimi düşürüyor, hasattan sonra ürünün iç kalitesinde büyük bir bozulma meydana getiriyor. İtalya ve Amerika’da bazı bahçelerde yüzde 80’lere varan zarar tespit edildi” dedi.
Böceğin verdiği zarar nasıl anlaşılıyor?
Böceğin iğne gibi bir ağzı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tuncer, şunları anlattı:
“Bitkiyi tüketmiyor, yaprak, sap ve meyvesini sokup, emiyor. Yaprak ve sap kısmında değil ama meyvenin içine iğnesini sokarsa acılaşmasına, bozulmasına ve şekil bozukluğuna sebep oluyor. Meyvenin içinde kahverengi doku olur. Fındıkta acılaşma ve çöküntüler oluşuyor. Domateste açık sarıya dönüşen lekeler, biberde şekil bozukluğu, mısır tanelerinin tamamen içinin boşalması, besin değerini yitirmesi olarak kendini gösteriyor. Halk arasında pis kokulu böcek olarak biliniyor.”
3 yılda 8 ile yayıldı
Böceğin hızla yayılmaya devam ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Tuncer, “Eğer önlem alınmazsa ilk patladığı şu yıllarda üründe yüzde 50 kalite kaybı, yüzde 30 civarında da pazar değerinin düşmesi demek. Bu da Türkiye için sadece fındıkta yıllık 1 milyar dolarlık kayıp anlamına geliyor. Şeftali, elma, üzüm, kayısı yakın gelecekte risk altında. Böcek yayılmaya devam ediyor. 3 yıl içinde 8 ile yayıldı. Birkaç yıl içinde bütün Türkiye’ye yayılabilir” dedi.
Sıcaklığın 33 dereceyi geçtiği zaman böceğin olumsuz etkilediğini belirten Prof. Dr. Tuncer, şöyle konuştu:
“Karadeniz Bölgesi’nin iklimi istilacı böceğin yaşaması için ideal bir iklim, yaptığımız risk analizleri bunu gösteriyor. Orta Anadolu’da yaşaması için çok uygun. Hemen hemen Türkiye’nin bütün bölgeleri risk altında ama en yüksek risk alanı Karadeniz Bölgesi’dir.”
“Mücadelede samuray arıcığı kullanılsın”
Şu anda zararlının hangi illere yayıldığının izlendiğini söyleyen Prof. Dr. Tuncer, şunları anlattı:
“Karantina ve eradikasyon önlemleri çok zor çünkü çok hareketliler, günde 5 kilometre kadar rahat uçabiliyorlar. Ticari vasıtalarla rahatça yayılabiliyorlar. İlk görüldüğü yerlerde ilaçla mücadele ediliyor. Anavatanı olan Çin’de bu böceği kontrol altına tutan doğal düşman bir arı türü var. Bu arı türüne ‘samuray arıcığı’ deniyor. Kahverengi kokarcanın yumurtalarını yiyerek yok ediyor, doğal düşmanı. Arı şu anda Türkiye’de yok, mücadele kapsamında acil istediğimiz ülkede bulunmayan ve zararlıyı kontrol eden en etkili doğal düşmanını transfer etmek. Gerekli izinleri alıp, altyapıyı oluşturduğumuz takdirde bu arı türünü getirip ülkemizde üretimini yapabiliriz.”