Dünya genelinde koronavirüs salgını nedeniyle aile içi şiddetin arttığına dikkat çeken öğretim görevlisi Mehmet Başcıllar, “Yapılan araştırmalara göre koronavirüsün ilk ortaya çıktığı Çin’de aile içi şiddet vakalarında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 200, Brezilya’da ise yaklaşık yüzde 50 oranında artış meydana geldiği ifade ediliyor” dedi.
Salgın nedeniyle dünya nüfusunun önemli bir bölümünün zamanlarını evde geçirmek zorunda kaldığını belirten Başcıllar, şunları söyledi:
“Yapılan araştırmalar doğal afet, savaş ve salgın hastalıklar gibi kriz dönemlerinde aile içi şiddetin artış gösterdiğine işaret ediyor. Uzun süre evde kalmanın bireylerin ruh sağlığı üzerinde depresyon, stres ve öfke gibi ağır etkileri bulunuyor. Bu ruhsal etkiler fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet içeren tutum ve davranışlarında tetikleyici olabiliyor. Salgın hastalıkların bireyler üzerindeki psikososyal etkileri araştırmalara da yansıyor.”
DHA’ya konuşan Başcıllar, “Güney Kore’de 1692 katılımcıyla yapılan bir araştırmada salgın nedeniyle uzun süre evde kalınmasının endişe ve öfkeye yol açtığı bulundu. Kanada’da salgın nedeniyle kendisini izole eden 129 katılımcıyla yapılan başka bir araştırmada ise uzun izolasyon süresiyle beraber travma sonrası stres bozukluğu oranında artış meydana geldiği belirtildi. Koronavirüsün ilk ortaya çıktığı Çin’de aile içi şiddet vakalarında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 200, Brezilya’da ise yaklaşık yüzde 50 oranında artış meydana geldiği ifade ediliyor” diye konuştu.
Aile içi şiddetin tüm boyutlarıyla mücadelede Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na önemli sorumluluklar düştüğünü ifade eden Başcıllar, “Bu salgın döneminde ALO 183 hattının önleyici hizmetler sunması bireylerle iletişime geçilmesi her zamankinden daha büyük önem arz ediyor. Bakanlığın, kırılgan nüfus gruplarına sunulan hizmetlerde teknolojinin tüm olanaklarından yararlanması gerekiyor” dedi.
Başcıllar, “Türkiye’de oluşturulması planlanan Toplum Bilimleri Kurulu’nda sosyal hizmet uzmanlarının yer alması, salgın döneminde aile içi şiddetle mücadeleye yönelik sosyal politikaların bu kurul tarafından şekillendirilmesine ihtiyaç var. Hiç şüphesiz yurdun dört bir yanında kurulmuş olan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nin dijital dönüşümlerini gerçekleştirmesi gerekiyor. Elbette politika yapım sürecinin yanında çevrimiçi hizmet veren profesyonellerin istihdam edilmesi de son derece önemli” ifadelerini kullandı.