İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Hak-İş’e bağlı Özçelik-İş Sendikası’nın Afyonkarahisar’daki termal otelde düzenlenen toplantısında, Türkiye’nin yakın zamanda önemli bir seçim süreci geçirdiğini söyledi.
Bu seçimde seçmenlerin belediye başkanlarını seçtiğini ifade eden Soylu, “El değiştirenler oldu, yerinde kalanlar oldu. Bunlar demokrasinin ve devlet hayatının içinde elbette ki normal ve olağan şeyler ama gelir gelmez bir taraftan işçi kıyımı, hem de insanlara iftira atarak, atılarak, sendikalarla hiç konuşmadan çalışma hayatına siyaseti boca ederek insanların emekleri, alın teri siyasete kurban ettirilerek yapılan işçi kıyımı hiç de normal değildir.” diye konuştu.
“Allah da millet de şahittir, hakkımız helal değildir”
“Bugün Saraçhane’de eylem yapan, kaybettikleri işlerini geri almak için seslerini duyurmaya çalışan, çoluk çocuk geçindiren insanlara, terör örgütüne müzahir olduğu için görevden aldığımız belediye başkanlarına gösterdikleri güler yüzü, Kandil’in atadığı kayyum eş başkanlara gösterdikleri güler yüzü, desteği, acıma hissini gösterseler bizim için yeter.” ifadesini kullanan Soylu, şöyle devam etti:
” Nasıl onların eylemlerine destek veriyorlarsa, nasıl Diyarbakır’a kadar koşa koşa gidip onları savunmaya çalışıyorlarsa, terörist cenazelerinde ağlayarak onlar için nasıl avukatlık yapıyorlarsa, makam odalarından çıksınlar burunlarının dibindeki o insanlar için de bunları yapsınlar. Diyarbakır’daki çalıştırdığı insanların kimlik kartındaki ay yıldızlı bayrağı söküp atanlara, orada şehit ailelerini kapının önüne koyup terör müzahirlerini gelip devletin ‘bunları çalıştıramazsınız’ dediği halde inadına belediyeye alan, inancımızın, geleneğimizin bize bıraktığı isimleri terörist isimleriyle değiştirenlere İstanbul’dan kalkıp gidip Atatürk portresi verip, onları Atatürk üzerinden temizlemeye çalışanlara Allah da millet de şahittir, hakkımız helal değildir. Bu kadar net, yazıklar olsun.”
Türkiye’nin 40 yıldır PKK terörü ile mücadele ettiğini, 40 yıldır akşam haberlerinde şehit haberleri aldıklarını dile getiren İçişleri Bakanı Soylu, ülkenin ekonomisinin, gücünün, varlığının, moralinin teröre kurban edilmeye çalışıldığına dikkati çekti.
“Terör örgütünü, Doğu ve Güneydoğu’daki kadınlarımız, analarımız bitirecek”
Soylu, İçişleri Bakanlığınca 31 Mart Yerel Seçimleri öncesinde haklarındaki terör suçları nedeniyle 94 belediye başkanının görevden uzaklaştırıldığını vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
“Belediyenin araçlarını, elemanlarını, belediyenin paralarını dağa aktardılar. Diyarbakır’a gidiyorsun orada terör sebebiyle görevden aldığımız belediyelerle, belediye başkanlarıyla kucaklaşıyorsun. Evladı PKK tarafından kaçırıldıktan sonra dağa götürülmek istenen ve ortaya koyduğu onurlu mücadeleyle birlikte bir terör örgütünü pes ettiren acılı ananın hatırını niye sormuyorsun? Doğru bir politika izliyoruz. 2009 yılında terör örgütüne müzahir belediyenin kazandığı belediye sayısı 98 idi. 2014 yılında 103’tü, 2019 yılında 59’a düştü. Doğru bir politika izliyoruz. Bugün yine teröre müzahir olan siyasi partinin kapısının önünde Diyarbakır’da anneler babalar oturmuşlar; ‘evlatlarımızı dağa götürdünüz, geri getirin’ diye onlara kafa tutuyorlar. Bu terör örgütünü, Doğu ve Güneydoğu’daki kadınlarımız, analarımız bitirecek ve tarumar edecek. Çok net. Orada atılan adımlar milletimizin demokrasi işleyişinde de çok önemli bir süreci beraberinde taşımaktadır. Hep birlikte çok zor bir dönemden geçiyoruz. Libya’dan Suriye’ye kadar Sudan’dan Yemen’e kadar Afganistan’dan Pakistan’a kadar etrafımızdaki coğrafyada maalesef 21. asra hiç yakıştıramadığımız bir tabloyla karşı karşıyayız. Biz bugün belki de tarihte hiç olmadığımız kadar güçlü olmalıyız. Buna mecburuz.”
“Ankara’daki bir LGBT derneğine ABD 22 milyon dolar yardım yapıyor”
ABD’nin LGBT’ye yardım yaptığını aktaran Soylu, “Ankara’daki bir LGBT derneğine Amerika Birleşik Devletleri 22 milyon dolar yardım yapıyor. Benim burada konuşmama gerek var mı? Neyle karşı karşıya kaldığımızı, hangi cereyanlarla karşı karşıya kaldığımızı, aslında temel hedefin şu milletin inancı, kimliği, bu coğrafyadaki varlığı olduğunu bundan sonra kelimelerle ifade etmeme gerek var mı?” dedi.
Süleyman Soylu, 2000’li yılların başında Türkiye’nin kişi başına gelir seviyesinin 2-3 bin dolar olduğunu anımsatarak, “Kuvvetimiz 1 dolardı. İstedikleri gibi bizle oynuyor, vesayetle sağımızı solumuzu istedikleri gibi kurcalıyorlardı. Bugün 10 bin dolar kişi başına düşen gelir seviyemiz var. Dün S-400 alacak takatimiz yoktu. 1 dakikada Türkiye’nin ekonomisini altüst ederlerdi ama bugün kendi ülkemizin savunma hakkı bundan 50-100 ve 150 yıl önce olması gereken hakkı bugün ortaya koyan bir irademiz var.” diye konuştu.
“Türkiye’de 450 binin üzerinde Suriyeli çocuk doğdu”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türkiye’de 450 binin üzerinde Suriyeli çocuk doğduğunu belirterek, “Müslümanız, ‘bir insan bir alem’ biz öyle inanıyoruz. Belki biz olmasaydık bu çocuklar doğmayacaktı. Ya sakat kalacaklardı ya da varil bombalarının altında perişan olacaklardı ama Türkiye, tüm dünyaya ekonomik gücüne rağmen insanlığın nasıl bir şey olduğunu bir kere daha gösterdi.” dedi.
Bu durumun belli zorluklara yol açtığını ifade eden Soylu, “Türkiye’de 450 binin üzerinde Suriyeli çocuk doğdu. Müslümanız, ‘bir insan bir alem’ biz öyle inanıyoruz. Belki biz olmasaydık bu çocuklar doğmayacaktı. Ya sakat kalacaklardı ya da varil bombalarının altında perişan olacaklardı ama Türkiye, tüm dünyaya ekonomik gücüne rağmen insanlığın nasıl bir şey olduğunu bir kere daha gösterdi. Avrupa burada kaçak güreşti. Hala kaçak güreşiyor.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin sınırlarının ciddi coğrafi zorluklar barındırdığına dikkati çeken Soylu, doğu ve güney sınırlarından sürekli kaçak göçmenler geldiğini kaydetti.
Geçen yıl Türkiye’de yakalanan kaçak Afgan sayısının 100 bin 200 olduğu bilgisini veren Soylu, “Ancak bu yıl ağustos sonu itibarıyla bu sayı 102 bine, yani geçen senenin üzerine çıktı. Anlaşılıyor ki yıl sonuna kadar sadece 150 bin Afgan kardeşimiz gelecek.” diye konuştu.
“Bu zor koşulların sebebi biz değiliz”
Suriyeliler için ellerinden geleni yaptıklarını aktaran Soylu, şöyle konuştu:
“Bunlar bizim kardeşlerimiz. Şu ana kadar biz bunların 36 binini geri gönderdik. Bu sadece bu yıl içerisinde. Geçen yıl 28 binini geri gönderdik. Bunlar biz zordayken bize elini uzatan insanlar. Pakistan, Afganistan bize milli mücadelemizde destek olanlar. Kollarındaki altınları satarak bizim cephane almamızı sağladılar. Oraya her gönderdiğimiz insanın, ‘acaba şu Anadolu coğrafyasına kalbi eğriliyor mu?’ diye düşünerek üzülüyorum. Bu zor koşulların sebebi biz değiliz. Bu coğrafya içerisinde herkese insani davranmak ve bütün dünyaya bu meselenin nasıl, ne şekilde yönetilmesi gerektiğini de anlatıyoruz. Ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir kere bu işten farklı bir adım atmadı.”
Kaynak: AA