Yurt dışında Türkiye Cumhuriyeti adına Milli Eğitim Bakanlığı dışında doğrudan eğitim kurumu açma yetkisine sahip tek kuruluş olan TMV’nin Başkanı Akgün, vakıf çalışmaları için kendilerine ayrılan bütçenin vatandaşların vergilerinden oluştuğunun farkında olduklarını, bu nedenle bütçenin kullanılması konusunda hassasiyet gösterdiklerini anlattı.
Şu ana kadar gerek kendi açtıkları gerekse FETÖ’den devralınan eğitim kurumları ile 41 ülkede 36 bin öğrenciye hizmet verildiğini dile getiren Akgün, “Küresel eğitim kurumu haline geldik. Önümüzdeki yıllarda bu sayı elbetteki artacaktır.” dedi.
Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetlerinin gelecek dönemdeki en önemli hedeflerden olduğuna dikkati çeken Akgün, “Ayrıca Türklerin yoğun olarak yaşadığı Batı Avrupa, ABD gibi coğrafyalarda gerek okullar, gerekse etüt merkezleri, eğitim merkezleri açarak Türk vatandaşlarının dil, kültür ve aidiyetlerini ve akademik başarılarını güçlendirecek eğitim hizmetleri sunmak istiyoruz. Bir de stratejik olarak özetle Türkiye’nin yakın ilişki içerisinde olduğu G-20 ülkesi olan ülkelerde de eğitim ağımızı genişletmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
TMV 311 eğitim kurumunda öğrenci yetiştiriyor
Dünya genelinde 18 ülkede FETÖ’nün kontrolündeyken devralınan 219 okulun dışında çeşitli ülkelerde 92 eğitim kurumunun da TMV tarafından hizmete açıldığı bilgisini veren Akgün, “Özellikle Balkanlar’da, Türkiye’nin yakın çevresindeki ülkelerde biz kendi okulumuzu açtık. Ayrıca Türklerin yoğun olduğu yerlerde de Amerika’da New Jersey, bir de Avustralya Sidney’de okulumuz var. Avrupa’da Türklerin yoğun olduğu Viyana, Köln ve Strazburg’da etüt merkezlerimiz var.” diye konuştu.
Akgün, İsviçre, Hollanda, Kanada gibi Türklerin yoğun olduğu Avrupa ülkelerde eğitim kurumları açmak için planlama yaptıklarını belirtti.
Maarif okulları öğrencilerinin ülkelerindeki Türk yatırımcılara nitelikli iş gücü anlamında da katkı sağladığına işaret eden Akgün, okulların uzun dönemde pek çok yönüyle ülkeye getiri sağlayacağına inandığını ifade ederek, “Hangi anlamda alırsanız alın bizim yapmış olduğumuz bu faaliyetler görüntü olarak Türkiye’deki insanın refahı, Türkiye’deki insanın, devletin gücünü arttıran yatırımdır.” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’nin uluslararası alanda tanınan aktör haline geldiğini, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti bayrağı altında eğitim faaliyetleri yürüten bir kurumun dünyanın her yerinde son derece kıymetli olduğunu aktaran Akgün, Türk okullarının emperyalist strateji yürütmediği için özellikle gelişmekte olan pek çok ülkede güven verdiğini söyledi.
Orada Maarif Vakfı Okullarında yetişecek öğrencilerin yerli ve milli olmalarını istediklerini dile getiren Akgün, “O sömürgecilerin öğretmiş olduğu öğrenilmiş çaresizlikten kurtulup kendi ülkelerinin de bir gün en az Türkiye kadar müreffeh, gelişmiş, kalkınmış ve uluslararası alanda öz güvenli hareket edebilen bir aktör olmasını istemelerini arzu ediyoruz.” dedi.
Herhangi bir gizli ajandaları bulunmadan, samimiyetle, şeffaf şekilde hizmet yürüttüklerini aktaran Akgün, Batılı ülkelerin Türkiye’nin başta Afrika olmak üzere farklı coğrafyalarla geliştirmiş olduğu ilişkilerden zaman zaman rahatsızlık duyduğunu dile getirdi.
Akgün, “Önceliğimiz kamusal anlamda faaliyette bulunduğumuz ülkelerin insanlarının iyi şekilde yetişmesini sağlamak. Bu insanların aynı zamanda o ülkelerle Türkiye arasındaki ekonomik, siyasi, kültürel anlamda ilişkilerinin geliştirilmesine yatırım yapmak. Bu uzun dönemde insana yapılan yatırım en stratejik, en kıymetli yatırımdır.” açıklamasını yaptı.
“Bazı ülkelerde halen kapanmayan FETÖ okulları var”
Akgün, FETÖ’nün büyüme aşamasındayken yerleştiği coğrafyalarda, “Türkiye’nin kurumuyuz” imajı vererek güven kazandığını ve insanların bu okulları “Türk okulu” adıyla tanıdığını söyledi.
15 Temmuz öncesi ve sonrasında bunun böyle olmadığının, FETÖ’nün çıkar grubu haline dönüşen bir yapıyı temsil ettiğinin görüldüğünü dile getiren Akgün, TMV’nin yurt dışında eğitim alanında devlet adına Türk bayrağını dalgalandıran tek kurum olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin büyükelçiliğinin de içinde bulunduğu, oradaki temsil kabiliyeti olan kurumlardan birisiyiz. Ve ‘Türk okulu’ denince Maarif Vakfının okulları akla geliyor, böyle de olmalı. Bizim vakfımızın okullarının bulunduğu bazı ülkelerde halen kapanmayan FETÖ okulları da var ama ilgili büyükelçiliklerimiz ve devletimizin büyükleri, gerek ikili ilişkilerde, gerekse yazılı olarak bu FETÖ iltisaklı okullara, Türk bayrağı ve simgelerini, Türk devletini simgeleyen bayrak ve benzeri simgelerin kullanılmasının yasaklanmasına ilişkin yazılar gönderdi ve hepsinden indirildi. Bu anlamda eğitim alanında Türkiye Maarif Vakfı hukuki anlamda, legal anlamda eğitim kurumlarında devlet adına Türk bayrağını dalgalandıran tek kurumdur.”
Akgün, Darbe Araştırma Komisyonu’na Türkiye’nin ilgili kurumlarınca verilen bilgilere göre, 2016’da 100 küsur ülkede 700 civarında okuldan söz edildiğini ifade ederek, “Bu okulların bir kısmı Türkiye’nin uyarısı sonrasında 15 Temmuz’un ertesinde, diplomatik girişimler sonucunda ilgili ülkelerce tamamen kapatıldı. Bir kısmı ilgili devletlerin milli eğitim sistemlerinin altına alındı, yani millileştirildi. Bir kısmı bize devredildi. Bu 700 birimden 219’u Türkiye Maarif Vakfına devredildi. Bizim tahminimiz Batı dışı dünyadaki okulların üçte ikisinin kapatıldığı ve FETÖ’nün kontrolünden çıktığı şeklindedir.” diye konuştu.
FETÖ’ye karşı dünya çapında ciddi bir güven kaybı olduğunu ve iltisaklı okullardaki öğrenci sayısında ciddi düşüş yaşandığını belirten Akgün, pek çok ülkede okulların talep yetersizliğinden dolayı kapandığını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
