Üçüncü Toplum Forumu, ilk kitle toplantısını dün akşam Dome Otel’de gerçekleştirdi.
Etkinlikte Avrupa Parlamentosu üyesi Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek’in öncülüğünde, “İki Kutuplu Milliyetçilik ve Üçüncü Toplum” tartışıldı.
Üçüncü Toplum Forumu’ndan yapılan açıklamaya göre, söyleşi Forum Başkanı Ayşemden Akın’ın konuşmasıyla başladı. Akın, farklılıklara rağmen birlikte yaşamak isteyen, çoğulcu, federalist olan her bir bireyin Üçüncü Toplum yurttaşı olduğunu söyledi. Akın, “İki taraf da etnik köşesine çekilmiş sınırlarımızı belirliyor. Bu böyle gidemez, toplumların yükselteceği bir hareket hiçbir lider tarafından yok sayılamaz. Dünya tarafından yok sayılamaz. Biz bu hareketi yaratmak, aşağıdan örgütlenerek barışı inşa etmek için varız” dedi.
KIZILYÜREK: “HOMOJEN TOPLUM YOKTUR”
Forumun kurucu üyeleri arasında yer alan Niyazi Kızılyürek konuşmasında milliyetçiliğin ortaya çıkışı, dünya ve Kıbrıs tarihi üzerinde durdu. Sembol olarak milliyetçiliğin, Tanrı’nın ölümünü simgelediğini ifade eden Kızılyürek, o dönemlerde halkların sahiplerinin monarklar, padişahlar olduğunu onların da Tanrı’yı temsil ettiğini, modern dünya ile milliyetçiliğin bunu bozduğunu ve yönetimin bir halka bir devlete ait olması gerektiği fikrinin geliştiğini aktardı. Kızılyürek, millet, ulus kavramlarıyla birlikte tebaaların yurttaşlara dönüştüğünü, ulusun kim olduğunu, ulusu yaratmanın ve tanımlamanın milliyetçiliğin işi olduğunu belirtti.
Milliyetçiliğin geliştirdiği ulus-etnisite kavramlarının amacının bağımsız devletler kurmak olduğunu ifade eden Kızılyürek, şöyle konuştu:
“Milliyetçiliğin yaptığı en önemli şeylerden biri zannetmemizi sağlamaktır. Onlar bütün ulusların homojen olduğunu düşünür, oysa homojen toplum yoktur. Soykırıma kadar giden süreçler içinde ortaya çıkan ulus devletlerin asimile edilen, dövülen kovulan, azınlıkları yok sayan tutumu söz konusuydu. Uluslar şiddet yoluyla ileri çıktı, bütün uluslar şiddetin yarattığı ürünlerdir
KIBRIS’TA MİLLİYETÇİLİK BAĞIMSIZ DEVLET KURMAK İÇİN DEĞİLDİ
Kıbrıs’ta yükselen ilk milliyetçilik Helen milliyetçiliğiydi ve bağımsız bir devlet kurmaya yönelmedi. Burada birleşmeci bir milliyetçilik var. Kıbrıs’ın Yunanistan ile birleşmesini talep eden Helen milliyetçiliği var. Buna karşı çıkan Kıbrıs’taki Türk milliyetçiliği de aynı şekilde birleşmeci bir milliyetçilikti. Bir devlet kurma kavgası değildi, uluslararası, devletler arası bir kavgadır bu. Burada iki kutuplu milliyetçilik kapıştı ama biri diğerini yenemedi. Kavga daha ileri gitmesin, Türk-Yunan savaşı çıkmasın diye Kıbrıs’ta bir devlet fikri ortaya çıktı. İkisi de NATO üyesi ve bu kavga NATO’ya da zarar veriyordu. Ve ortaya Kıbrıs’ta devlet kurma fikri ortaya çıktı. Kıbrıs Cumhuriyeti Türkiye, Yunanistan, İngiltere dost kalsın diye kurulan bir devletti. Kurulan devlette de etnik ayrılık anayasaya yazıldı. Birbirleriyle evlenemezler, eğitim sistemleri ayrı olacak, cemaatler ayrı seçim yapacak, başkanı biri, başkan yardımcısını biri seçecek, seçmediğiniz biri cumhurbaşkanınız olacak vs…
BİR TEK YERDE BİRLİKTE OLABİLİYORLARDI: KÖRLER VE SAĞIRLAR OKULU
En acısı da; o kadar yurttaşların istişaresini istemiyorlar ki bir tek yerde birlikte olabiliyorlardı: Körler ve sağırlar okulunda. Ortaklık düşmanlığı bu boyuttaydı. 1974’ten sonra federal Kıbrıs konuşarak bugünlere geldik. Şimdi ‘etno federal’ bir devlet istiyoruz. Yine iki kabile gibi ayrı ayrı bir model çalışılıyor. Tam da bu noktada buna mahkum edilemeyiz. Bir yurttaş sadece etnik kökeni ile bir şey değildir, sınırları bu değildir, çok daha fazlasıdır, farklı zihne, demokrasi anlayışına sahiptir. Etnik kökenlerimizin sınırlarımızı belirlemesini kabul edemeyiz. İşte tam da bu noktada ‘Üçüncü Toplum’ başlıyor. Siz bizim etnik kökenimize bakıp haklarımızı belirleyemezsiniz. Farklı düşünen, milliyetçilik ötesi düşünen, çağdaş, demokratik, aynı kamusal alanda birlikte yaşamak isteyen, aynı partilere aynı birliklere üye olabilen yurttaşlardan oluşan bir ülke istiyoruz. Yurttaşı ezen cemaatçiliğin yükü azalmalı. Federalizmi ‘etno federal’ olmaktan çıkarmayı da düşünüyoruz.”
ÜÇÜNCÜ TOPLUM FORUMU HAKKINDAKİ SPEKÜLASYONLARA YANIT
Avrupa Parlamentosu Üyesi Niyazi Kızılyürek, kurulduğu günden itibaren Üçüncü Toplum Forumu hakkında spekülasyonlar yapıldığını da belirterek, bir sivil toplum girişimi olarak bütün aktivistlerinin federalist kişiler olduğunu söyledi. Kuzeyde ve Güneydeki tüm federalistlerin yanında ve destekçisi olduklarını kaydeden Kızılyürek, “Burada bir isim değil bir fikir tercihi vardır. Etnik milliyetçiliğin dışında bir ‘yurttaşlar topluluğu’ da mümkündür” ifadelerini kullandı.